Benim araçta 1 ve2.vites geçişinde vuruntu var hafif onu göstermeye gittim usta yağa baktı sen değiştirmiştim senden önceki naptı bilemiyoruz dedi 30000km olmuş deştirelim dedi şimdi sizin yazdıklarınızı kafam karıştı
Liki moli atf katkısı koy vuruntu azalır veya kaybolur...Benim araçta 1 ve2.vites geçişinde vuruntu var hafif onu göstermeye gittim usta yağa baktı sen değiştirmiştim senden önceki naptı bilemiyoruz dedi 30000km olmuş deştirelim dedi şimdi sizin yazdıklarınızı kafam karıştı
Abi bunu yağ ile birlikte mi koyuyoruzLiki moli atf katkısı koy vuruntu azalır veya kaybolur...
Araba ile 3-5 km dur kalk yap şanzıman ısınsın, yağ çubuğunun oradan katkıyı koy ve 3-5 km daha kullan... Sonraki ilk kullanımda farkı görürsün...Abi bunu yağ ile birlikte mi koyuyoruz
Ben olsam kullanmam...Sorun yoksada kullanalım mı @Domestos
Yağı aldığında etiketinde yazan üretim yerine bakar mısın? Ne yazıyor?Yağ değişimi için kullanacağım yağ galiba bu olacak:
Valvolin MaxLife 10w40 4lt
Markayı bir araştırdım. Amerikan malı ve Dünyada ilk defa madeni yağ üreten ve ilk defa sentetik yağı icat eden ve üreten firmaymış. CV si bana dolgun geldi.
Ben böyle düşünmediğim için kapalı kutuda ithal gelmeyen yağa, katkıya güvenmiyorum maalesef... 6 yıl Kocaeli'de Tüpraş'ın dibinde oturup çalıştım duymadığım ali cengiz oyunu kalmamıştır herhalde...Kocaeli'de üretildiğini biliyorum abi. Ama sonuçta yağın üretim prosedürleri şirket belirliyordur. Kalite testlerini kontrol ediyorlardir diye düşünüyorum.
Araba ile 3-5 km dur kalk yap şanzıman ısınsın, yağ çubuğunun oradan katkıyı koy ve 3-5 km daha kullan... Sonraki ilk kullanımda farkı görürsün...
Ben rahatlıkla koydum, sıkıntı olmadı...Gittigidiyordaki 25 TL indirimimi bu katkıya kullandım,güncel fiyatı 110 TL olan katkıyı 85'e almış oldum. Şanzuman yağ çubuğundan rahat koyuluyor mu, huni olmadan nasıl koyabiliriz abi? Daha önce konusu geçmişti bir yerlerde sanki.
Üniversiteyken part-time çalışıyordum bazen. Sayım işi yapıyorduk. Antalya'da (başı AD ile başlayan) ünlü bir ayakkabı mağazasının stoğunda orjinal ürünlerden fazla imitasyon ayakkabılar çıktı. Tabi ki işi tezgahlayan mağaza müdürü. Avukatlar polisler falan bir sürü olaylar döndü. Müdür en son araziydi. Bu tarz büyük markalar mağazaların haberi olmadan sürpriz sayımlar yapıyor. Sonuçta da böyle olaylar ortaya çıkabiliyor. Bu da böyle bir anım.Örnek; 1990`lı yıllarda arkadaşım ünlü bir Blue Jean (bildiğimiz kot) markasının bayiliğini aldı, firmadan aylık 20 pantolon çekiyorsa, 80 tane de fason yaptırdığı pantolonlardan satıyordu...
Vay Abidas bayiine bak sen Merter'den al 30'a ver 230'a kâra bak, Veli abi koş bu kez olacak gibiÜniversiteyken part-time çalışıyordum bazen. Sayım işi yapıyorduk. Antalya'da (başı AD ile başlayan) ünlü bir ayakkabı mağazasının stoğunda orjinal ürünlerden fazla imitasyon ayakkabılar çıktı. Tabi ki işi tezgahlayan mağaza müdürü. Avukatlar polisler falan bir sürü olaylar döndü. Müdür en son araziydi. Bu tarz büyük markalar mağazaların haberi olmadan sürpriz sayımlar yapıyor. Sonuçta da böyle olaylar ortaya çıkabiliyor. Bu da böyle bir anım.
Yahu bu benim aklıma nasıl gelmez?Vay Abidas bayiine bak sen Merter'den al 30'a ver 230'a kâra bak, Veli abi koş bu kez olacak gibi
4. maddede yağ yine PCV tarafından emme tarafına gelip yine yanıyor ama mavi duman vermemesinin sebebi ne olabilir acaba. Belki az olarak yanması olabilir.
Bunun için (normal motorlar içinde) yağ buharı tankı (oil catch can) denilen bir aparat kullanıyorlar. Mantığı PCV'den emme manifoltuna giren hatta bir filtre koyup sıvı ile gazı ayrıştırıyorlar.
Aşağıda biriken sıvıyı görebilirsiniz.
Yağ yanma odasına seyreltik geliyor. Kaçak egzoz gazında su buharı, bilimum yanmış yakıt atığı ve yağ var. Görüntüsünden de ne acayip bi hale dönüştüğü ortada. Bir de emme manifoldundan gaz kelebeğini sökmeden içeriye doğru baksanız oradaki karbon mağarasını görseniz iyice canınız sıkılır.
OCC bence gerçekten yararlı birşey. Bir kere bu pisliği olabildiğince başka bir alanda tutmak ilk başta emme tarafının daha temiz kalmasını sağlıyor. Emmenin kirlenmesi hava akışını sekteye uğratacağı için daha az performans demek. Performans isteyenler boşuna emme manifolduna polish yapmıyorlar. İkincisi bu pis karışım yakıt oktanını düşürüyor. Düşük oktan ise erken yanmaya, vuruntuya ve performans düşüşüne sebep oluyor. LPG ve ateşleme sisteminin sıkıntılı ilişkisi de burada yatıyor. LPG benzine göre daha yüksek oktanlı.
OCC benim de yapılacaklar listemin başında geliyor. Yaza doğru maddi ve manevi olarak hazır olursam elime alacağım takımları.
Turbo pallerinin daha az yağlanması demek pallerin temiz kalması, bu da hem balansın hem de emişin sağlıklı olmasını sağlar. Sonuçta yağ, havadaki partiküllerin birikimine neden olacaktır. Dakikada 10-15 bin devir çeviren turbo için balanstaki ufak kaçıklık bile büyük sıkıntıları beraberinde getirir muhakkak. Zaten turbo, tasarımı ile birlikte yağlama sistemine sahip. Turbo pallerinin yağlanması mantıken radyatör fanının yağlanmasıyla aynı sonuca çıkar. Yani gereksiz ağırlık ve pislik.Buna ben de bakıyorum. Maliyet olarak atla deve değil. Ortalama bir ürün 150-200 TL bandında. D1 olarak geçen ucuz ürünleri saymıyorum tabi. Ama dizel için özellikle havalandırma borusunun çapının büyük olması düşündürüyor. Giriş çıkış çapının küçülmesi karter havalandırma sisteminde bir olumsuzluk yaratır mı düşüncesi var aklımda. Bir de bu sistemlerin olumsuz yönleri ile ilgili pek bir şeye rastlamadım. Ya hiç sorun yaratmıyor ya da yaşayanlar belirtmiyor. Turbonun yüklenmesi anında yaptığı vakum ile atmosferikten daha fazla çektiği muhakkak. Yani normal buharlaşan yağın yanında turbo vakumu ile ekstra yağ çekme durumu olabilir. Turbo panelinin yağlanmasının minimuma inecek olması bir olumsuzluk yaratır mı tek soru bu kafamdaki. Onun dışında intercooler söküp içerisinde toplanan yağı temizlemek zorunda kalmayacak olmak da önemli bir avantaj.
Ben böyle düşünmediğim için kapalı kutuda ithal gelmeyen yağa, katkıya güvenmiyorum maalesef... 6 yıl Kocaeli'de Tüpraş'ın dibinde oturup çalıştım duymadığım ali cengiz oyunu kalmamıştır herhalde...
İsmini kullandıran şirket bütün her şeyi kontrol ediyordur muhakkak ama dağıtıma çıkan ürünleri kontrol etme şansları yok. Mutlaka bir hile hurda yapılıyordur demiyorum ama yapılmadığına da kimse beni inandıramaz...
Örnek; 1990`lı yıllarda arkadaşım ünlü bir Blue Jean (bildiğimiz kot) markasının bayiliğini aldı, firmadan aylık 20 pantolon çekiyorsa, 80 tane de fason yaptırdığı pantolonlardan satıyordu...
Vitrinde, göz önünde her şey ünlü marka ama el altından ucuz üretim kot satıyordu. Aynı fiyatlara...
Prista'yı bilirim... denemekten zarar gelmez, neticede bu motorun yağı değişecek...Aynen Veli abi haklısın bu konuda. Konu Türkiye olunca hukuksal boşluklardan yararlanan çok fazla. Ben Castrol, Mobil, Elf, PO, Total gibi markaların ürünlerine pek güvenmiyorum. Daha önce Mazda 323 1.8 aracımda Castrol koydum. Yağ 2000 kmde simsiyah oldu, ELF 5w30 ve 10w40 ürünlerini kullandım yağ eksiltmeyen araç 4000 km de yağ bitirdi. Motul koydum 8000 km hiç birşey olmadı. Reklam yapan firma benim gözümden düşüyor genelde nerde adı sanı pek duyulmamış ürün var onu kullanıyorum. O yüzden dedim. Valvoline markası daha ürün satamadan hile hurdaya karışırsa piyasada varolamadan silinir. Kocaeli de bu yağı üretende aslında Bulgar firması Prista Oil. Ben bir deneyeyim diyorum.
Aynen Veli abi haklısın bu konuda. Konu Türkiye olunca hukuksal boşluklardan yararlanan çok fazla. Ben Castrol, Mobil, Elf, PO, Total gibi markaların ürünlerine pek güvenmiyorum. Daha önce Mazda 323 1.8 aracımda Castrol koydum. Yağ 2000 kmde simsiyah oldu, ELF 5w30 ve 10w40 ürünlerini kullandım yağ eksiltmeyen araç 4000 km de yağ bitirdi. Motul koydum 8000 km hiç birşey olmadı. Reklam yapan firma benim gözümden düşüyor genelde nerde adı sanı pek duyulmamış ürün var onu kullanıyorum. O yüzden dedim. Valvoline markası daha ürün satamadan hile hurdaya karışırsa piyasada varolamadan silinir. Kocaeli de bu yağı üretende aslında Bulgar firması Prista Oil. Ben bir deneyeyim diyorum.