"Biz mi akıl ediyoruz" açıkçası hiç sağlıklı bir argüman değil. Sağlıksız argümanların üzerine herhangi bir düşünce örgüsü bina edilemeyeceği için normalde bu argümandan sonra devam etmemek, susmak gerekir ama madem burda biz bizeyiz devam edelim..
Akıl yürütmek mühendislere, akademisyenlere, bilim adamlarına has madem geri kalanları öldürelim o zaman. Zira bu argümanla diğer insanların nasıl bir yaşama motivasyonu olabilir ki? Madem bu ehil ehliyeti olan azınlık insanlar dışındakiler hayatta fark yaratma kabiliyetinden yoksun o zaman ne diye yaşıyorlar?
Herkes öte dünyada toplanınca, en büyük komutan kimdir, diye soruyorlar, yanıt olarak bir ayakkabı boyacısı gösteriliyor. İyi de bu adam savaşa bile katılmamış nasıl oluyor da en büyük komutan oluyor diye soruyorlar. Bu adamın zamanında savaş olmadı ki, barış vardı, yanıtını alıyorlar.
Velhasıl insanların yeteneklerini, kavrayış güçlerini yaptığı işe bulunduğu duruma göre yargılayamayız. Zira şu an burda bu eleştirileri yapan, soruları soran adamlar Türkiye'de değil de Japonya'da doğmuş olsa belki o motoru tasarlayan ekipteki insanlardan biri olacaktı. Ha! yahu nasıl olur bu adam fırıncı, ekmek yapıyor, dersen ben de derim ki onun zamanında sağlıklı bir eğitim sistemi yoktu insanlar yeteneklerine göre yönlendirilip potansiyellerini ortaya çıkaracakları eğitimleri alamıyorlardı. Kaldı ki hayatın kendisi doğrusal akmaz, tesadüflerle doludur. Japonya'da doğup Mazda'nın baş mühendisi olabilecek kapasitedeki insan çeşitli olay örgülerinden geçip hayatını balıkçılık yaparak kazanıyor olabilir.
Sonuç olarak; evet biz akıl ediyoruz kardeş. Kim olup ne iş yaptığımızdan bağımsız olarak neden böyle olmadı diye sorabiliyoruz yahut böyle daha iyi olabilirdi diyebiliyoruz zira akıl yürütmek kimsenin tekelinde değildir.