Mazda CX-3 test araçları 19 Haziran'da bayilere giriş yaptıktan sonra; Mazda Garaj olarak inceleme yapmayı ve detaylı olarak forumda paylaşmayı planlıyorduk... Nasip bu güne oldu ve Oğuzhan ile birlikte bu gün Muğla Gören Otomotiv'e gittik... Detaylı olarak CX-3'ü inceledik, muhabbet ettik, hoşça vakit geçirdik... Zaten işin içinde Mazda varsa zaman su olup akıp gidiyor...
Muğla Gören Otomotiv genelinde Okan Gören'e özel teşekkürlerimizi sunarak fotoğraflı Mazda CX-3 incelememize başlayalım;
Araca ilk baktığınızda karşıdan ben B sınıf bir platformun ürünüyüm diyor, bu platform üzerine inşa edilmiş bir SUV'a baktığınızı unutmaz iseniz ön yargılarınız daha fazla geride kalıyor, çünki araca profil bakışı diğer akrabalarına nazaran daha dar olduğunu görsel olarak bize sunuyor...
Benim en çok merak ettim şey, Skyactive'in Dizel motoru idi... Özel olarak kendim dizel motora antipatim bulunmasına rağmen Skyactive sanki bu antipatiyi aştı gitti gibi bir şey oldu. Sadece ilk marş size motorun dizel olduğunu fark ettiriyor, geri kalanında ise sanki benzinli bir makina kaputun altındaymış gibi...
Aracın lansman rengi olan kırmızı hakikaten de çok çok canlı duruyor ve ilk olarak bakıldığında ben buradayım diyor. Yeni trend olan koyu renk alaşım jantları ben şahsen pek sevmesem de; araç kapılarının altındaki marşpiyeller ile uyumlu olduğu söylenebilir, koyu gri renk alaşım jantı tercih ederdim doğrusu;
Aracın koltuğuna oturmadan önce sizi; deri döşeme ve koltukların kalitesi karşılıyor... Bu segmentte bir araçta bu kadar kaliteli döşeme ve iç dizaynın olması şaşırtıcı...
Ayrıca ilk marş ile birlikte size merhabalarını sunan head up display çok çok hoş...
Yaptığımız test sürüşünde ise; yol sesi, lastik sesi, motor sesi gibi şeylerin olmamasına şahsen oldukça şaşırdım, sadece ve sadece rüzgar sesini 130 Km hızlardan sonra duyabildim, bu konudaki yalıtım başarısını ayakta alkışlıyorum... Rüzgar sesini kulaklarımıza ileten en büyük etken de, haddinden fazla büyük tasarlanmış dikiz aynalarının olmasıdır...
Daha önce çeşitli platformlarda test neticesinde özellikle belirtilen, turbonun gücünü geniş aralığa yayarak vermesi sürüş keyfini üst seviyede tutmuş ve inanılması güç bir atiklik sunmuş, kesinlikle ve kesinlikle turbol lag diye tabir edilen boşluk yok, motor vites düşürürken ilginç bir şekilde ara gazı diye tabir ettiğimiz gazı veriyor ve bu insanın kulağına çok çok hoş geliyor.
6 ileri otomatik şanzıman yine Mazda kalitesinde ve beklenenin çok çok üzerinde, ne vites geçişlerini hissediyorsunuz ne de en otomatik vitesin hantallığını...
Herkesin acımasızca "küçük" diye eleştiride bulunduğunu göz önünde bulundurarak yaptığımız testte, ön bölümün rahatlığı, arka diz mesafesi oldukça yeterli, ön ve arkaya biz kendimiz bizzat oturarak test ettik ve koltukların rahatlığından başka bir şey hissetmedik, ayrıca paspasların plastik kalitesi ile modele özgü tasarımı insana ayrı bir haz veriyor...
Yine çoğunluğun bagajı küçük diye nitelediği genellemeye ben katılmıyorum, B segment bir aracın bagajı hangi ölçülerde olması gerekiyorsa CX-3'ün de bagajı o ölçülerde...
Şahsım adına eleştiri getirebileceğim noktalar ise; kol dayamanın olmayışı ve ön camlar ile arka camların koyuluk farkının bulunması, simetri açısından bütün camların aynı renkte olması benim daha çok hoşuma gidiyor...
Son olarak şunu söylemek abartı veya fanatizm olmaz; Mazda artık premium bir markadır ve işi sadece otomobil üretmek değildir bunu bu gün bir kez daha net olarak anladım...
Herkeslere kazasız günler...
Muğla Gören Otomotiv genelinde Okan Gören'e özel teşekkürlerimizi sunarak fotoğraflı Mazda CX-3 incelememize başlayalım;
Araca ilk baktığınızda karşıdan ben B sınıf bir platformun ürünüyüm diyor, bu platform üzerine inşa edilmiş bir SUV'a baktığınızı unutmaz iseniz ön yargılarınız daha fazla geride kalıyor, çünki araca profil bakışı diğer akrabalarına nazaran daha dar olduğunu görsel olarak bize sunuyor...
Benim en çok merak ettim şey, Skyactive'in Dizel motoru idi... Özel olarak kendim dizel motora antipatim bulunmasına rağmen Skyactive sanki bu antipatiyi aştı gitti gibi bir şey oldu. Sadece ilk marş size motorun dizel olduğunu fark ettiriyor, geri kalanında ise sanki benzinli bir makina kaputun altındaymış gibi...
Aracın lansman rengi olan kırmızı hakikaten de çok çok canlı duruyor ve ilk olarak bakıldığında ben buradayım diyor. Yeni trend olan koyu renk alaşım jantları ben şahsen pek sevmesem de; araç kapılarının altındaki marşpiyeller ile uyumlu olduğu söylenebilir, koyu gri renk alaşım jantı tercih ederdim doğrusu;
Aracın koltuğuna oturmadan önce sizi; deri döşeme ve koltukların kalitesi karşılıyor... Bu segmentte bir araçta bu kadar kaliteli döşeme ve iç dizaynın olması şaşırtıcı...
Ayrıca ilk marş ile birlikte size merhabalarını sunan head up display çok çok hoş...
Yaptığımız test sürüşünde ise; yol sesi, lastik sesi, motor sesi gibi şeylerin olmamasına şahsen oldukça şaşırdım, sadece ve sadece rüzgar sesini 130 Km hızlardan sonra duyabildim, bu konudaki yalıtım başarısını ayakta alkışlıyorum... Rüzgar sesini kulaklarımıza ileten en büyük etken de, haddinden fazla büyük tasarlanmış dikiz aynalarının olmasıdır...
Daha önce çeşitli platformlarda test neticesinde özellikle belirtilen, turbonun gücünü geniş aralığa yayarak vermesi sürüş keyfini üst seviyede tutmuş ve inanılması güç bir atiklik sunmuş, kesinlikle ve kesinlikle turbol lag diye tabir edilen boşluk yok, motor vites düşürürken ilginç bir şekilde ara gazı diye tabir ettiğimiz gazı veriyor ve bu insanın kulağına çok çok hoş geliyor.
6 ileri otomatik şanzıman yine Mazda kalitesinde ve beklenenin çok çok üzerinde, ne vites geçişlerini hissediyorsunuz ne de en otomatik vitesin hantallığını...
Herkesin acımasızca "küçük" diye eleştiride bulunduğunu göz önünde bulundurarak yaptığımız testte, ön bölümün rahatlığı, arka diz mesafesi oldukça yeterli, ön ve arkaya biz kendimiz bizzat oturarak test ettik ve koltukların rahatlığından başka bir şey hissetmedik, ayrıca paspasların plastik kalitesi ile modele özgü tasarımı insana ayrı bir haz veriyor...
Yine çoğunluğun bagajı küçük diye nitelediği genellemeye ben katılmıyorum, B segment bir aracın bagajı hangi ölçülerde olması gerekiyorsa CX-3'ün de bagajı o ölçülerde...
Şahsım adına eleştiri getirebileceğim noktalar ise; kol dayamanın olmayışı ve ön camlar ile arka camların koyuluk farkının bulunması, simetri açısından bütün camların aynı renkte olması benim daha çok hoşuma gidiyor...
Son olarak şunu söylemek abartı veya fanatizm olmaz; Mazda artık premium bir markadır ve işi sadece otomobil üretmek değildir bunu bu gün bir kez daha net olarak anladım...
Herkeslere kazasız günler...
Son düzenleme: