MutluTEKİR
Aktif
Bugün Ediz hocanın aldığı 2014 3. nesil Motion donanım aracı detaylıca inceleme ve sürme imkanı buldum.
Dış Tasarım:
Arabanın tasarımına söylenecek söz yok kesinlikle. Hele bir de ateş kırmızısı ise of ki ne off. Çok nazar çeker maalesef. O kadar güzel ki dış tasarımı...
O kadar agresif gözüküyor ki. E tabi Mazda bu. Öyle bir tasarlıyorlar ki önceki tasarımları da hala güncel kalabilmeyi başarabiliyor. Ve bunu yaparken aslında o kadar dengeli yapıyor ki. Ne eskisinden çok farklı, ne de aynı. Değişmiş bir araba, ama önceki neslinden izler de taşıyor. Ama bu izleri öyle güzel kamufle ediyorlar ki, sanki yepyeni bir araç. E Mazda bu, diğerleri 40 kasa değiştirir tıpatıp aynı gözükür, sonra adına yeni derler. Mazda ise makyajında bile gözle görünür değişiklikler yapan bir firma.. Mazda farkı...
Gözler yakıyor gerçekten. Power olmamasına rağmen alt donanımın farları bile çok güzel.
Konfor anlamında da 16" jantların olması bence tam isabet olmuş. 18" power jantlarıyla kıyaslayamıyorum haliyle ama şehiriçinde kasislerde ve çukurlarda çok konforlu hissettirdi araç.
İç Tasarım:
Dışarıda herşey o kadar muazzam, güzel ki arabanın dışı böyleyse içi nasıldır Allah bilir diyorsunuz. İstemeden beklenen çok yüksek çıtaya çıkıyor, tüm bu dış tasarım yüzünden. Fakat bu dış tasarım sonrası iç tasarım sizin beklentilerinizi o kadar yukarı çıkartıyor ki, hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Bu dış tasarıma, çok daha kaliteli bir iç mekan bekliyor insan ister istemez. Bu aşamada makyajlı 3. nesilin iç kalitesini merak etmekteyim açıkçası.
Bu ön uyarıyı verdikten sonra ister istemez bu dış tasarıma yakıştıramadığım aracın içindeki eksiklikleri paylaşacağım. Bu paylaşacaklarım kesinlikle Mazda 3'ün bir eksikliği değil, sınıfının standartları. Fakat beklentiler araçla bakıştıkça çok yukarı çıkıyor, tüm bu eksiklikler hep dış tasarımının yüzünden.
Bagaj hacmi ile başlayalım. 2. nesile göre daha uzunlamasına artmış gibi hissettirdi. 3. nesil yeni Mazda 3'ün yandan profil görüntüsü de o kadar tatlı ki, sanki bir fastback. Bu çok sportif bir hava da katıyor. Bu nedenle olacak 2. nesildeki gibi 3. nesilin de bagaj girişi dar. Bir diğer eksiklik denilebilecek bir etken ise bagaj kapağının aşırı aşırı hafif olması ve yumuşak bir ittirmeyle kapanmaması. Biraz daha yalıtım isterdim bagaj kapağında. 2. nesil ile aynı kaplama kullanılmış. Maalesef aynı şekilde bagajın üst kısmı ise hiçbir halıfleks malzeme ile kapatılmamış, 2. nesille aynı şekilde. Bunu açıkçası eksiklik olarak görüyorum, fakat maalesef C segmentinde böyle. Öteki eksiklik ise bagaj kapağının ayaklarının ve ona plastik kelepçe ile bağlanmış kablo demetini tutan siyah borunun hiçbir şekilde saklanma ihtiyacı hissedilmemiş olması. Oraya Alman rakiplerindeki gibi bir ayak kapağı olsaymış ve ayakların demirleri ile plastik boruyu görmeyip kapatılmış plastik kapak görseydik çok daha hoş olurdu. Bir öteki nokta ise 2. nesildeki gibi amortisörlü ve ayakları dışarda olan sistemden, diğer rakiplerinin kullandığı ve basite kaçan eğik ayaklı bir yapıya geçmiş olmaları. Bu ayaklar yarım çember şeklinde ve kapandığında içeride kaldığından içeriye tıklım tıklım konulacak malzemelerde bu ayaklar sıkıntı yaratabilir. Aşağıda örnekleri görebilirsiniz; 3. nesil solda ve 2. nesil bagajı sağda.
Bagaj için bu kadar negatiflik yeterli, biraz da pozitif yanlarından bahsedelim. Artık arka koltuklar bagajdaki 2 butonla kolayca yatırılabiliyor. Bagaja bir eşya koyarken bu butonlar çok büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Öte yandan bagaj kapağını açınca artık yarısına kadar açılıyor. Bu özellik de güzel bence. Tamamen açılsa diyeceksiniz ama yağmurlu havalar düşünülerek yarıya kadar açılması çok güzel olmuş.
2. nesil aracımda bagaj kapağını açınca sadece kilidi açılıyor ve inik olarak duruyor.
Arka mekana gelirsek gayet yeterli bir yaşam hacmi sunuyor. Boyum 183 cm ve sürücü koltuğunu kendime göre ayarladığımda arkada rahatça oturabildim, hiçbir sıkıntı yaşamadım. Arka tarafın da kaliteli bir his uyandırdığını söyleyebilirim. Araç Motion donanım olması nedeniyle arka kol dayama ve bardak tutucusu yok ama çekirdek aileler için çok da gerekli bir donanım değil kesinlikle.
2. nesil 2.6 m olan dingil mesafesinin 3. nesilde 2.7 m ye çıkmasının avantajlarını burada görebiliriz. 2. nesile göre çok daha rahat bir arka mekan karşılıyor. Girip çıkması 2. nesile oranla çok daha rahat. 2. nesilde sürücü koltuğunu benim boyuma göre ayarlarsam arkada kesinlikle bacaklarımı çok fazla açmadan rahatça oturamıyorum. Öte yandan sürücü koltuğu o kadar arkaya geliyor ki, arka koltuğun oturma bölümünün ön kısmı ile sürücü koltuğunun arkası arasındaki mesafe çok azalıyor. Ayrıca sürücü koltuğunun B sütunun gerisine denk geldiğinden, oturup kalkmak çok zorlaşıyor.
Dizlerim ön koltuğa değmiyor ve araç anahtarı kadar bir boşluk kalıyor. Bu kadarlık mesafede rahatça kaykılabilir ve rahat oturulabilir. 2. nesile göre en önemli avantajı bence bu 3. nesilin.
Araca LPG takılamamasının kötü yanı, benzini içmesin diye çalıştıramıyorsun. Sonunda da böyle araç içi çekimlerde bu sıcaktan bayılma sınırına geliyorsun. Görebileceğiniz gibi 183 cm boyumla tavandan 2-3 parmak bir mesafe kalıyor, anahtarın eni kadar.
Ön kokpit ise çok şık duruyor. Aracın dış tasarımından sonra göze çarpan 2. şey. Bence ekran o kadar güzel yerleştirilmiş ki aracın içine bir bütünlük katıyor. Resimlerde gerçekten de araca sonradan eklendiği hissi uyandırırdı, ama sürücü koltuğuna oturunca bu görüşüm tamamen yıkıldı.
Joystick ile kontrol o kadar basit ve kolay ki anlatılmaz yaşanır. Çok büyük bir lüks görünüm de katmakta joystick. Fakat hack yapılarak özellik eklenme vs kesinlikle yapılmalı. Kol dayama içinde AUX, usb, sd kart okuyucu ve çakmaklık bulunuyor.
Ön konsoldaki herşey Mazda kalitesiyle çok güzel yerleştirilmiş. Ekranın altında menfezler, onun altında klima kontrolü, onun altında cd okuyucu çok güzel gizlenmiş. Bunun altı ile vitesin önünde ise büyükçe bir göz alanı bulunmakta. Ses yapmasın diye fabrikasyon bir kauçuk ile sabitlenmiş. Burada takdirimi kazandı Mazda. Güzel düşünmüşler. Bu tür kauçuk tabanı da kapı tutamaç gözü içinde de görmek mümkün.
Direksiyonun kırmızı dikişleri, vites topuzu ve el freninin körüklerinin kırmızı dikişleri çok yakışmış araca. Dış rengiyle çok güzel bir uyum oluşturuyor.
Herşey güzel olsa da, içerisinin biraz fazla karanlık olduğunu düşünüyorum. 2. nesildeki gibi azıcık da olsa bir renk aradım. Mesela o piano black ön çıta kaplamasının aluminyum fırçalama olmasını tercih ederdim. Öte yandan sanki klima kontrolleri sürekli otomatik modda kullanılmak için ayarlanmış gibi. Görüntüsü güzel olsa da, fan hızını ayarlamak için tuşların kullanılması bir müddet alışılması zaman alır gibi gözüküyor. 2. nesildeki 3 yuvarlak düğmeli tasarım kullanışlı olsa da, yine de 2 yuvarlak düğmeli klima kontrolü tasarımı hoş gözüküyor. Aşağıda 2. nesil Mazda 3'ün ön konsolunu görebilirsiniz.
Aracın dış tasarımı, ön konsol tasarımı ve arka koltuk yaşam alanından sonra en sevdiğim anahtarı oldu. Start-stop butonu ne büyük nimetmiş meğer. Anahtarın kapılarını açmak için anahtarı cebinden çıkar, tuşa bas ve cebine at. Frene basarak start stopa basıp motoru çalıştır. Mis gibi durum gerçekten. Yine de ön göğüste anahtarı koymak için ayrı bir bölüm isterdim orta konsolda. Bunların dışında küçücük, çok kibar bir anahtar.
İç kısımdaki diğer bir noktaya gelirsek torpido kullanışlı ve derin. 2. nesildeki gibi 2 bölmeli değil. Artık Mazda'nın torpidosunun kaplamasını beklerdim. Ayrıca açılırken de plastik plastiğe vurma sesi çıkarması hoş değil, mekanizmayı durduran yuvarlak çıkıntının bez bantla kaplı olmasını beklerdim.
İç Mekan Kalitesi
Tasarım güzel olsa da kaliteyi dış tasarım nedeniyle çok daha yüksek bekliyordum. Trim sesleri, dokundukça gıcırdayan plastik aksamlar maalesef bu kalite algısını aşağıya çekmekte. 2. nesile oranla artan kalite ekran etrafındaki bölgelere, dekoratif çıtanın ve aynanın plastiklerine dokununca hayal kırıklığına uğratıyor. Ama bunun kesinlikle sınıfındaki diğer araçlarda da olduğunu belirtmem gerekiyor. Örneğin daha 3 ay önce kiraladığım 2016 model Seat Leon FR 1.4 TSI 150 HP StationWagon aracın iç trim sesleri ise koro halindeydi. Seat Leon ile 3. nesil Mazda 3'ü arnavut kaldırımı yollarda iç trim seslerini karşılaştırırsam Seat Leon açık ara öndedir. Fakat kendi 2. nesil aracıma yaptığım trim sesi yalıtımı nedeniyle 3. nesil aracın trim sesleri benim gibi trim sesine karşı aşırı hassas kulaklara sahip birine fazla gelebilmektedir.
Bunun haricinde kapılardaki dokunma hissi, aracın genelinin plastiklerine dokunma hissi çok güzel. Zaten bildiğiniz gibi Mazda'nın plastik kalitesi ve verdiği dokunma hissi rakiplerine kıyasla yukarılardadır. Kapıların üst kısımları deri kaplanmış, ortada kumaş kaplama, kol dayanan kısmı da yumuşak sünger destekli deri kaplama kullanılmış, geri kalan kısımda ise sert plastik görünüyor. Ön göğüsün üst kısmında çok yumuşak bir malzeme kullanılmışken, alt kısımlara doğru sert plastik karşılıyor.
Süspansiyon ve Konfor
Süspansiyon sistemi aracın dış ve iç tasarımı kadar uğraşılmış olduğunu belli ediyor. 2. nesil 15" janta sahip aracıma göre 3. nesil 16" jantlı bu araç aynı yollarda çok daha konforlu bir sürüş sunuyor. Kasislerden geçerken arka tarafın pat diye zıplatması sorunu hala devam ediyor. 2. nesilde de 10-15 km arası hızda ön taraf çok güzel bir şekilde yumuşak geçerken arka taraf ise hiç beklenmedik bir şekilde zıplıyor. Ama bunu sessiz yapıyor kesinlikle. Süspansiyonlar aşırı sessiz çalışıyor. Öyle ki kasislerden 20-25 km hızla geçerken kulağı keskin olmayan bir sürücü aracın süspansiyonlarının sınırların dışına çıktığını farketmesi imkansız diyebilirim. Süspansiyonlar 2. nesile oranla azıcık sert, fakat darbeleri çok daha iyi sönümlüyor. 2. nesil aracımda sağa sola sallayan darbelerde içeriye fazla iletirken, bu 3. nesilde azaltılmış. Kasislerde 2. nesile oranla içeriye verdiği darbe daha az.
Yalıtım
Yalıtım konusunda ise beklediğim seviyeyi göremedim. Yol sesi öncelikle bir miktar azaltılmış. 90-120 km hızlarda düzgün sıcak asfaltta gelen ses %20 civarı azaltılmış olarak hissettim. Rüzgar sesinde ise hiçbir değişiklik yok. 2. nesilde 85 km hızda gelmeye başlayan rüzgar sesi, aynı şekilde 3. nesilde de aynı hızda gelmeye başlıyor.
Motor sesi ise bariz iyileştirmişler ve çok azalmış. Düşük hızlarda her iki araçta da ses yokken, 90 km hızdan itibaren 2. nesildeki 4 ileri otomatik vitesin oranlarından ötürü daha yüksek devir çevirmesinden ötürü motor sesi çok fazla. 3. nesilde ise 120 km hızda 2400 devir civarında oluyor ve motor sesini duymak güç. Motor sesinin az olması, yol sesinin biraz azaltılmış olması, 100 km hızın üstünde rüzgar sesinin tamamıyla egemen olmasına neden oluyor.
Performans
11.8 sn lik 0-100 hızlanması olan bu aracın performansı vasat. 2. nesil aracımla hiçbir fark hissedemedim. 2. nesildeki aracımın 4 vites olması nedeniyle ilk 2 viteste çok atik olması performans hissiyatına bir artı katsa da, 3. nesildeki 6 vites aracın çok doğrusal bir şekilde hızlanmasına yol açıyor. Bu doğrusal hızlanma da aracın performansının vasat olduğunu hissettiriyor.
Yalnız 2. nesilde hızımı koruyamadığım yokuşta, 3. nesilin daha düşük devirde hızını koruyarak çıkabilmesi de beni şaşırttı. 6 vitesin faydalarından sanıyorum.
Vites değiştirme hızı çok iyi geldi bana. Bariz 2. nesilden daha iyi. Gaza tam bastığınızda kısa sürede vitesi küçültüp hemen hızlanıyor. 6 vitesin sayesinde bu vites değişimlerini hiç ama hiç hissetmiyorsunuz. Bir tek kalkışta gaza az basarsanız hantal gibi hissettirebilir, fakat gaza bir miktar fazla basıp vites değiştirmenin yüksek devirde olmasını sağlarsanız en atik de siz olursunuz.
Sürüş Zevki
Tüm bu yeni yapılan iyileştirmeler aracın sürüş zevkine de yansıyor. Yol sesinin azaltılması, motorun yüksek hızda düşük devirde ilerleyebilmesi, süspansiyon sisteminin iyileştirilmesi ile sürüş 2. nesile oranla daha çok zevk veriyor. 2 virajda sınırlarda denedim, bu aracın kabak lastik olmasına rağmen 2. nesil aracımın koptuğu hızın daha üstünde kopmanın olmaması takdirimi kazandı.
Belirtmekte fayda var. Mazda 3 Mazda'nın atmosferik motordaki ısrarı nedeniyle performanstan çok virajlı yollarda güzel sürüş zevki vermektedir.
Yalnız o çok bahsedilen egzos sesini ben bir türlü duyamadım. 2. nesile oranla 3. nesildeki motor sesinin kısılması motordan ve egzostan gelen homurtunun da azalmasına sebep olmuş. Gelen ses sanki daha elektrikli bir motordan gelen bir sese benzettim. Bu yanlış anlaşılmasın kesinlikle. Yol sesi ve motor sesi yalıtımlarının etkisinin sonucu olsa gerek bu. Uzun yol konforuna kesinlikle katkısı var tabiki.
Yakıt Tüketimi
Ediz hoca uzun yolda 100-120 km hızla kullanımda ortalama 5.8 lt/100km.
Bugün şehiriçi yokuş yukarı denedik, Ediz hoca benim 2. nesili, ben onun bu 3. nesilini kullandım. Yakıt tüketimi ortalamalarını sıfırladık ve agresif sürüş gerçekleştirdik 5 km.
3. nesil 13.6 lt, 2. nesil ise 16.5 lt yaktı. Benim 3. nesil bu araçla şehiriçi 3 şeritli yaya çıkma tehlikesi olmayan yolda ses yalıtımını anlamam için 120 km hıza kadar çıktığımı belirteyim. Şehiriçi ortalaması 2. nesil aracımla dikkat etmeden 12-13 lt lerde geziyor. Bu hesapla yokuşu bol yerde dikkat etmeden 3. nesilin ortalaması tahmini 9-10 lt olabilir diyebiliriz. Dikkat edilirse 8-9 lt arasında kalacağını tahmin ediyorum. Tabi bu ortalama daha da aşağı düşürülebilir, çünkü deviri çok artırmadan hızını koruyabilen bir motor-şanzıman ikilisine sahip olduğundan 2-3bin devir bandını geçmeden düşük tüketimle yakıt tüketimi belki 7-8 lt civarlarına dikkatli bir kullanımda çekilebilir. Skyactiv-G için atmosferik motorların en verimlilerinden diyebiliriz. Zaten Mazda fabrika verileri tutturulabilen ender markalardan.
Sonuç
Genel anlamda güzel işler başarmış Mazda, fakat hala ince noktalara dikkat etmemekte. Bu da Japonların felsefesinden sanırım. Japonları anlamak zor bu anlamda. Yine de yeterli motorunu, başarılı bir şanzımanla dengelemiş, süspansiyonunu iyileştirmiş ve yol tutuşunu daha üst seviyelere çıkarmış, atmosferik motor teknolojisiyle yakıt tüketimini benzinle bile kullanılabilecek seviyelere indirmiş, gerek iç mekan, gerekse de dış mekanın lüks algısını artırmış Mazda bu aracıyla. 2. el fiyatlarına bakarsak bu fiyatlara alınabilecek bu kadar donanımlı bir araç pek yok. Alt donanımlarında dahi aktif şehiriçi güvenlik sistemleri sunan ve bir çok firmanın en üst donanımda sunduklarını en alt donanım seviyesinde dahi sunan Mazda takdir edilmeyi hakediyor.
Sonsöz:
Kendi aracımla kıyaslarsam eğer BM alırsam ben öyle binemem. Bundan sonra alacağım araçlara heralde trim yalıtım çalışması yapmadan binemem bir daha. Arnavut kaldırımındaki yol sesi uğultusu neyse de, trim sessizliğine öyle alışmışım ki, bana fazla geldi trim sesi arnavut kaldırımında.
Trim yalıtımı yaptıktan sonra ise içerideki siyahlığı renklendirmeye çalışırdım. Aşırı siyah geldi bana. Sunroof olsaydı eğer içerisini daha ferah gösterecek ve belki buna gerek kalmayacaktı, ama sunroof olmayınca aşırı siyah geliyor. Belki makyajlı kasa ve beyaz deri seçeneği tam benim beğeneceğim şekilde olabilir diye düşünüyorum. Çünkü BM nin yalıtım seviyesi ve performansı da benim 2. nesile oranla öyle aman aman bir fark yok. 2. nesilden makyajsız 3. nesile geçmeye değer görmüyorum. Belki makyajlı 3. nesile geçmeye değer bulabilirim. Bu da artık bir dahaki bir test konusu olsun.
Fakat aracın 6 vites olmasını, yakıt tüketimini, süspansiyon konforunu çok beğendim. Tam uzun yolda sürülecek kıvama gelmiş. Ama rüzgar sesi çok büyük sorun, buna kesin çözüm bulunmalı.
Dış Tasarım:
Arabanın tasarımına söylenecek söz yok kesinlikle. Hele bir de ateş kırmızısı ise of ki ne off. Çok nazar çeker maalesef. O kadar güzel ki dış tasarımı...
O kadar agresif gözüküyor ki. E tabi Mazda bu. Öyle bir tasarlıyorlar ki önceki tasarımları da hala güncel kalabilmeyi başarabiliyor. Ve bunu yaparken aslında o kadar dengeli yapıyor ki. Ne eskisinden çok farklı, ne de aynı. Değişmiş bir araba, ama önceki neslinden izler de taşıyor. Ama bu izleri öyle güzel kamufle ediyorlar ki, sanki yepyeni bir araç. E Mazda bu, diğerleri 40 kasa değiştirir tıpatıp aynı gözükür, sonra adına yeni derler. Mazda ise makyajında bile gözle görünür değişiklikler yapan bir firma.. Mazda farkı...
Gözler yakıyor gerçekten. Power olmamasına rağmen alt donanımın farları bile çok güzel.
Konfor anlamında da 16" jantların olması bence tam isabet olmuş. 18" power jantlarıyla kıyaslayamıyorum haliyle ama şehiriçinde kasislerde ve çukurlarda çok konforlu hissettirdi araç.
İç Tasarım:
Dışarıda herşey o kadar muazzam, güzel ki arabanın dışı böyleyse içi nasıldır Allah bilir diyorsunuz. İstemeden beklenen çok yüksek çıtaya çıkıyor, tüm bu dış tasarım yüzünden. Fakat bu dış tasarım sonrası iç tasarım sizin beklentilerinizi o kadar yukarı çıkartıyor ki, hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Bu dış tasarıma, çok daha kaliteli bir iç mekan bekliyor insan ister istemez. Bu aşamada makyajlı 3. nesilin iç kalitesini merak etmekteyim açıkçası.
Bu ön uyarıyı verdikten sonra ister istemez bu dış tasarıma yakıştıramadığım aracın içindeki eksiklikleri paylaşacağım. Bu paylaşacaklarım kesinlikle Mazda 3'ün bir eksikliği değil, sınıfının standartları. Fakat beklentiler araçla bakıştıkça çok yukarı çıkıyor, tüm bu eksiklikler hep dış tasarımının yüzünden.
Bagaj hacmi ile başlayalım. 2. nesile göre daha uzunlamasına artmış gibi hissettirdi. 3. nesil yeni Mazda 3'ün yandan profil görüntüsü de o kadar tatlı ki, sanki bir fastback. Bu çok sportif bir hava da katıyor. Bu nedenle olacak 2. nesildeki gibi 3. nesilin de bagaj girişi dar. Bir diğer eksiklik denilebilecek bir etken ise bagaj kapağının aşırı aşırı hafif olması ve yumuşak bir ittirmeyle kapanmaması. Biraz daha yalıtım isterdim bagaj kapağında. 2. nesil ile aynı kaplama kullanılmış. Maalesef aynı şekilde bagajın üst kısmı ise hiçbir halıfleks malzeme ile kapatılmamış, 2. nesille aynı şekilde. Bunu açıkçası eksiklik olarak görüyorum, fakat maalesef C segmentinde böyle. Öteki eksiklik ise bagaj kapağının ayaklarının ve ona plastik kelepçe ile bağlanmış kablo demetini tutan siyah borunun hiçbir şekilde saklanma ihtiyacı hissedilmemiş olması. Oraya Alman rakiplerindeki gibi bir ayak kapağı olsaymış ve ayakların demirleri ile plastik boruyu görmeyip kapatılmış plastik kapak görseydik çok daha hoş olurdu. Bir öteki nokta ise 2. nesildeki gibi amortisörlü ve ayakları dışarda olan sistemden, diğer rakiplerinin kullandığı ve basite kaçan eğik ayaklı bir yapıya geçmiş olmaları. Bu ayaklar yarım çember şeklinde ve kapandığında içeride kaldığından içeriye tıklım tıklım konulacak malzemelerde bu ayaklar sıkıntı yaratabilir. Aşağıda örnekleri görebilirsiniz; 3. nesil solda ve 2. nesil bagajı sağda.
Bagaj için bu kadar negatiflik yeterli, biraz da pozitif yanlarından bahsedelim. Artık arka koltuklar bagajdaki 2 butonla kolayca yatırılabiliyor. Bagaja bir eşya koyarken bu butonlar çok büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Öte yandan bagaj kapağını açınca artık yarısına kadar açılıyor. Bu özellik de güzel bence. Tamamen açılsa diyeceksiniz ama yağmurlu havalar düşünülerek yarıya kadar açılması çok güzel olmuş.
2. nesil aracımda bagaj kapağını açınca sadece kilidi açılıyor ve inik olarak duruyor.
Arka mekana gelirsek gayet yeterli bir yaşam hacmi sunuyor. Boyum 183 cm ve sürücü koltuğunu kendime göre ayarladığımda arkada rahatça oturabildim, hiçbir sıkıntı yaşamadım. Arka tarafın da kaliteli bir his uyandırdığını söyleyebilirim. Araç Motion donanım olması nedeniyle arka kol dayama ve bardak tutucusu yok ama çekirdek aileler için çok da gerekli bir donanım değil kesinlikle.
2. nesil 2.6 m olan dingil mesafesinin 3. nesilde 2.7 m ye çıkmasının avantajlarını burada görebiliriz. 2. nesile göre çok daha rahat bir arka mekan karşılıyor. Girip çıkması 2. nesile oranla çok daha rahat. 2. nesilde sürücü koltuğunu benim boyuma göre ayarlarsam arkada kesinlikle bacaklarımı çok fazla açmadan rahatça oturamıyorum. Öte yandan sürücü koltuğu o kadar arkaya geliyor ki, arka koltuğun oturma bölümünün ön kısmı ile sürücü koltuğunun arkası arasındaki mesafe çok azalıyor. Ayrıca sürücü koltuğunun B sütunun gerisine denk geldiğinden, oturup kalkmak çok zorlaşıyor.
Dizlerim ön koltuğa değmiyor ve araç anahtarı kadar bir boşluk kalıyor. Bu kadarlık mesafede rahatça kaykılabilir ve rahat oturulabilir. 2. nesile göre en önemli avantajı bence bu 3. nesilin.
Araca LPG takılamamasının kötü yanı, benzini içmesin diye çalıştıramıyorsun. Sonunda da böyle araç içi çekimlerde bu sıcaktan bayılma sınırına geliyorsun. Görebileceğiniz gibi 183 cm boyumla tavandan 2-3 parmak bir mesafe kalıyor, anahtarın eni kadar.
Ön kokpit ise çok şık duruyor. Aracın dış tasarımından sonra göze çarpan 2. şey. Bence ekran o kadar güzel yerleştirilmiş ki aracın içine bir bütünlük katıyor. Resimlerde gerçekten de araca sonradan eklendiği hissi uyandırırdı, ama sürücü koltuğuna oturunca bu görüşüm tamamen yıkıldı.
Joystick ile kontrol o kadar basit ve kolay ki anlatılmaz yaşanır. Çok büyük bir lüks görünüm de katmakta joystick. Fakat hack yapılarak özellik eklenme vs kesinlikle yapılmalı. Kol dayama içinde AUX, usb, sd kart okuyucu ve çakmaklık bulunuyor.
Ön konsoldaki herşey Mazda kalitesiyle çok güzel yerleştirilmiş. Ekranın altında menfezler, onun altında klima kontrolü, onun altında cd okuyucu çok güzel gizlenmiş. Bunun altı ile vitesin önünde ise büyükçe bir göz alanı bulunmakta. Ses yapmasın diye fabrikasyon bir kauçuk ile sabitlenmiş. Burada takdirimi kazandı Mazda. Güzel düşünmüşler. Bu tür kauçuk tabanı da kapı tutamaç gözü içinde de görmek mümkün.
Direksiyonun kırmızı dikişleri, vites topuzu ve el freninin körüklerinin kırmızı dikişleri çok yakışmış araca. Dış rengiyle çok güzel bir uyum oluşturuyor.
Herşey güzel olsa da, içerisinin biraz fazla karanlık olduğunu düşünüyorum. 2. nesildeki gibi azıcık da olsa bir renk aradım. Mesela o piano black ön çıta kaplamasının aluminyum fırçalama olmasını tercih ederdim. Öte yandan sanki klima kontrolleri sürekli otomatik modda kullanılmak için ayarlanmış gibi. Görüntüsü güzel olsa da, fan hızını ayarlamak için tuşların kullanılması bir müddet alışılması zaman alır gibi gözüküyor. 2. nesildeki 3 yuvarlak düğmeli tasarım kullanışlı olsa da, yine de 2 yuvarlak düğmeli klima kontrolü tasarımı hoş gözüküyor. Aşağıda 2. nesil Mazda 3'ün ön konsolunu görebilirsiniz.
Aracın dış tasarımı, ön konsol tasarımı ve arka koltuk yaşam alanından sonra en sevdiğim anahtarı oldu. Start-stop butonu ne büyük nimetmiş meğer. Anahtarın kapılarını açmak için anahtarı cebinden çıkar, tuşa bas ve cebine at. Frene basarak start stopa basıp motoru çalıştır. Mis gibi durum gerçekten. Yine de ön göğüste anahtarı koymak için ayrı bir bölüm isterdim orta konsolda. Bunların dışında küçücük, çok kibar bir anahtar.
İç kısımdaki diğer bir noktaya gelirsek torpido kullanışlı ve derin. 2. nesildeki gibi 2 bölmeli değil. Artık Mazda'nın torpidosunun kaplamasını beklerdim. Ayrıca açılırken de plastik plastiğe vurma sesi çıkarması hoş değil, mekanizmayı durduran yuvarlak çıkıntının bez bantla kaplı olmasını beklerdim.
İç Mekan Kalitesi
Tasarım güzel olsa da kaliteyi dış tasarım nedeniyle çok daha yüksek bekliyordum. Trim sesleri, dokundukça gıcırdayan plastik aksamlar maalesef bu kalite algısını aşağıya çekmekte. 2. nesile oranla artan kalite ekran etrafındaki bölgelere, dekoratif çıtanın ve aynanın plastiklerine dokununca hayal kırıklığına uğratıyor. Ama bunun kesinlikle sınıfındaki diğer araçlarda da olduğunu belirtmem gerekiyor. Örneğin daha 3 ay önce kiraladığım 2016 model Seat Leon FR 1.4 TSI 150 HP StationWagon aracın iç trim sesleri ise koro halindeydi. Seat Leon ile 3. nesil Mazda 3'ü arnavut kaldırımı yollarda iç trim seslerini karşılaştırırsam Seat Leon açık ara öndedir. Fakat kendi 2. nesil aracıma yaptığım trim sesi yalıtımı nedeniyle 3. nesil aracın trim sesleri benim gibi trim sesine karşı aşırı hassas kulaklara sahip birine fazla gelebilmektedir.
Bunun haricinde kapılardaki dokunma hissi, aracın genelinin plastiklerine dokunma hissi çok güzel. Zaten bildiğiniz gibi Mazda'nın plastik kalitesi ve verdiği dokunma hissi rakiplerine kıyasla yukarılardadır. Kapıların üst kısımları deri kaplanmış, ortada kumaş kaplama, kol dayanan kısmı da yumuşak sünger destekli deri kaplama kullanılmış, geri kalan kısımda ise sert plastik görünüyor. Ön göğüsün üst kısmında çok yumuşak bir malzeme kullanılmışken, alt kısımlara doğru sert plastik karşılıyor.
Süspansiyon ve Konfor
Süspansiyon sistemi aracın dış ve iç tasarımı kadar uğraşılmış olduğunu belli ediyor. 2. nesil 15" janta sahip aracıma göre 3. nesil 16" jantlı bu araç aynı yollarda çok daha konforlu bir sürüş sunuyor. Kasislerden geçerken arka tarafın pat diye zıplatması sorunu hala devam ediyor. 2. nesilde de 10-15 km arası hızda ön taraf çok güzel bir şekilde yumuşak geçerken arka taraf ise hiç beklenmedik bir şekilde zıplıyor. Ama bunu sessiz yapıyor kesinlikle. Süspansiyonlar aşırı sessiz çalışıyor. Öyle ki kasislerden 20-25 km hızla geçerken kulağı keskin olmayan bir sürücü aracın süspansiyonlarının sınırların dışına çıktığını farketmesi imkansız diyebilirim. Süspansiyonlar 2. nesile oranla azıcık sert, fakat darbeleri çok daha iyi sönümlüyor. 2. nesil aracımda sağa sola sallayan darbelerde içeriye fazla iletirken, bu 3. nesilde azaltılmış. Kasislerde 2. nesile oranla içeriye verdiği darbe daha az.
Yalıtım
Yalıtım konusunda ise beklediğim seviyeyi göremedim. Yol sesi öncelikle bir miktar azaltılmış. 90-120 km hızlarda düzgün sıcak asfaltta gelen ses %20 civarı azaltılmış olarak hissettim. Rüzgar sesinde ise hiçbir değişiklik yok. 2. nesilde 85 km hızda gelmeye başlayan rüzgar sesi, aynı şekilde 3. nesilde de aynı hızda gelmeye başlıyor.
Motor sesi ise bariz iyileştirmişler ve çok azalmış. Düşük hızlarda her iki araçta da ses yokken, 90 km hızdan itibaren 2. nesildeki 4 ileri otomatik vitesin oranlarından ötürü daha yüksek devir çevirmesinden ötürü motor sesi çok fazla. 3. nesilde ise 120 km hızda 2400 devir civarında oluyor ve motor sesini duymak güç. Motor sesinin az olması, yol sesinin biraz azaltılmış olması, 100 km hızın üstünde rüzgar sesinin tamamıyla egemen olmasına neden oluyor.
Performans
11.8 sn lik 0-100 hızlanması olan bu aracın performansı vasat. 2. nesil aracımla hiçbir fark hissedemedim. 2. nesildeki aracımın 4 vites olması nedeniyle ilk 2 viteste çok atik olması performans hissiyatına bir artı katsa da, 3. nesildeki 6 vites aracın çok doğrusal bir şekilde hızlanmasına yol açıyor. Bu doğrusal hızlanma da aracın performansının vasat olduğunu hissettiriyor.
Yalnız 2. nesilde hızımı koruyamadığım yokuşta, 3. nesilin daha düşük devirde hızını koruyarak çıkabilmesi de beni şaşırttı. 6 vitesin faydalarından sanıyorum.
Vites değiştirme hızı çok iyi geldi bana. Bariz 2. nesilden daha iyi. Gaza tam bastığınızda kısa sürede vitesi küçültüp hemen hızlanıyor. 6 vitesin sayesinde bu vites değişimlerini hiç ama hiç hissetmiyorsunuz. Bir tek kalkışta gaza az basarsanız hantal gibi hissettirebilir, fakat gaza bir miktar fazla basıp vites değiştirmenin yüksek devirde olmasını sağlarsanız en atik de siz olursunuz.
Sürüş Zevki
Tüm bu yeni yapılan iyileştirmeler aracın sürüş zevkine de yansıyor. Yol sesinin azaltılması, motorun yüksek hızda düşük devirde ilerleyebilmesi, süspansiyon sisteminin iyileştirilmesi ile sürüş 2. nesile oranla daha çok zevk veriyor. 2 virajda sınırlarda denedim, bu aracın kabak lastik olmasına rağmen 2. nesil aracımın koptuğu hızın daha üstünde kopmanın olmaması takdirimi kazandı.
Belirtmekte fayda var. Mazda 3 Mazda'nın atmosferik motordaki ısrarı nedeniyle performanstan çok virajlı yollarda güzel sürüş zevki vermektedir.
Yalnız o çok bahsedilen egzos sesini ben bir türlü duyamadım. 2. nesile oranla 3. nesildeki motor sesinin kısılması motordan ve egzostan gelen homurtunun da azalmasına sebep olmuş. Gelen ses sanki daha elektrikli bir motordan gelen bir sese benzettim. Bu yanlış anlaşılmasın kesinlikle. Yol sesi ve motor sesi yalıtımlarının etkisinin sonucu olsa gerek bu. Uzun yol konforuna kesinlikle katkısı var tabiki.
Yakıt Tüketimi
Ediz hoca uzun yolda 100-120 km hızla kullanımda ortalama 5.8 lt/100km.
Bugün şehiriçi yokuş yukarı denedik, Ediz hoca benim 2. nesili, ben onun bu 3. nesilini kullandım. Yakıt tüketimi ortalamalarını sıfırladık ve agresif sürüş gerçekleştirdik 5 km.
3. nesil 13.6 lt, 2. nesil ise 16.5 lt yaktı. Benim 3. nesil bu araçla şehiriçi 3 şeritli yaya çıkma tehlikesi olmayan yolda ses yalıtımını anlamam için 120 km hıza kadar çıktığımı belirteyim. Şehiriçi ortalaması 2. nesil aracımla dikkat etmeden 12-13 lt lerde geziyor. Bu hesapla yokuşu bol yerde dikkat etmeden 3. nesilin ortalaması tahmini 9-10 lt olabilir diyebiliriz. Dikkat edilirse 8-9 lt arasında kalacağını tahmin ediyorum. Tabi bu ortalama daha da aşağı düşürülebilir, çünkü deviri çok artırmadan hızını koruyabilen bir motor-şanzıman ikilisine sahip olduğundan 2-3bin devir bandını geçmeden düşük tüketimle yakıt tüketimi belki 7-8 lt civarlarına dikkatli bir kullanımda çekilebilir. Skyactiv-G için atmosferik motorların en verimlilerinden diyebiliriz. Zaten Mazda fabrika verileri tutturulabilen ender markalardan.
Sonuç
Genel anlamda güzel işler başarmış Mazda, fakat hala ince noktalara dikkat etmemekte. Bu da Japonların felsefesinden sanırım. Japonları anlamak zor bu anlamda. Yine de yeterli motorunu, başarılı bir şanzımanla dengelemiş, süspansiyonunu iyileştirmiş ve yol tutuşunu daha üst seviyelere çıkarmış, atmosferik motor teknolojisiyle yakıt tüketimini benzinle bile kullanılabilecek seviyelere indirmiş, gerek iç mekan, gerekse de dış mekanın lüks algısını artırmış Mazda bu aracıyla. 2. el fiyatlarına bakarsak bu fiyatlara alınabilecek bu kadar donanımlı bir araç pek yok. Alt donanımlarında dahi aktif şehiriçi güvenlik sistemleri sunan ve bir çok firmanın en üst donanımda sunduklarını en alt donanım seviyesinde dahi sunan Mazda takdir edilmeyi hakediyor.
Sonsöz:
Kendi aracımla kıyaslarsam eğer BM alırsam ben öyle binemem. Bundan sonra alacağım araçlara heralde trim yalıtım çalışması yapmadan binemem bir daha. Arnavut kaldırımındaki yol sesi uğultusu neyse de, trim sessizliğine öyle alışmışım ki, bana fazla geldi trim sesi arnavut kaldırımında.
Trim yalıtımı yaptıktan sonra ise içerideki siyahlığı renklendirmeye çalışırdım. Aşırı siyah geldi bana. Sunroof olsaydı eğer içerisini daha ferah gösterecek ve belki buna gerek kalmayacaktı, ama sunroof olmayınca aşırı siyah geliyor. Belki makyajlı kasa ve beyaz deri seçeneği tam benim beğeneceğim şekilde olabilir diye düşünüyorum. Çünkü BM nin yalıtım seviyesi ve performansı da benim 2. nesile oranla öyle aman aman bir fark yok. 2. nesilden makyajsız 3. nesile geçmeye değer görmüyorum. Belki makyajlı 3. nesile geçmeye değer bulabilirim. Bu da artık bir dahaki bir test konusu olsun.
Fakat aracın 6 vites olmasını, yakıt tüketimini, süspansiyon konforunu çok beğendim. Tam uzun yolda sürülecek kıvama gelmiş. Ama rüzgar sesi çok büyük sorun, buna kesin çözüm bulunmalı.