Bölüm 1 - BMW Rover'ı neden satın aldı?
BMW gibi prestij sahibi bir şirketin Rover’ı satın alıp bu kadar kısa bir sure sonra elinden çıkarması çok manidar. Acaba BMW Rover’ı neden satın aldı? Daha en başında elinde tutmayı planlıyor muydu?
BMW’nin çok iyi bir marka tanınırlığı ve prestiji var ancak pazar payı diğer otomotiv markalarına göre kısıtlı. Ürettiği arabalar çok çeşitli değil ve sadece belirli bir sınıfa hitab ediyor. Otomotiv sektöründeki global daralma ile birlikte eğer daha çok araba satmanın bir yolunu bulamasa idi şirket ciddi sıkıntı içine girebilirdi.
BMW için daha çok araba satmanın yolu ise basitti. Ürün gamı daha ucuz bir veya birkaç araba eklemek. Karmaşık olan ise bunun nasıl yapılacağı idi. BMW markası ile üretilecek ucuz bir araba, marka imajını olumsuz etkileyebilirdi. İzlenecek en iyi yol diğer birçok firmanın yaptığı gibi farklı tüketicilere yönelik farklı markalar kullanmaktı. Burada firmanın iki seçeneği vardı. Ya sıfırdan bir marka yaratacak, ya da kendisine uygun bir markayı satın alacaktı.
Rover diesel motorlarını BMW’den alıyordu. Dolayısı ile BMW Avrupa otomobil pazarı küçülmekte olduğu halde Land Rover satışlarının artmakta olduğunun farkındaydı. Rover BMW’nin kalite kaygılarını da gidermekteydi. Ürettiği arabalar BMW’nin kalitesi ile örtüşüyordu. BMW ürün gamıyla çakışan 800 serisi hariç, Rover’lar mükemmel bir uyum sağlayacaktı. Rover bünyesindeki Land Rover ve Mini (Mini’nin tasarımcısı Sir Alec Issigonis’in BMW yönetim kurulu başkanı Bern Pischetsrieder ile kuzen olmaları ilginç bir tesadüftür.) hem BMW ile rekabet etmiyordu, hem de firmanın lüks araç imajını daha da pekiştirecekti. Bunun yanında o tarihte aktif olmayan MG, Riley, Austin-Healey, Triumph vb. markalar da Rover’ın yanında bir hediye olacaktı.
O dönemdeki sahibi British Aerospace için Rover bir yüktü. Sipariş üzerine yüksek kar bırakan uçak parçaları ve jet motorları üretmek, düşük bütçeli alıcılara için seri olarak otomobil üretmekten çok daha karlı idi. Sadece 10 gün içersinde Rover BMW’ye geçmişti. BMW’nin önündeki tek engel Honda’ydı. Rover’ın %20 hissesi Honda’ya ait olduğu gibi, Honda’nın İngilteredeki fabrikasının %20 hissesi de Rover’a aitti. Ancak Honda BMW ile çalışmak istemedi ve iki firma karışılıklı anlaşarak ortaklığı feshettiler.
BMW gibi prestij sahibi bir şirketin Rover’ı satın alıp bu kadar kısa bir sure sonra elinden çıkarması çok manidar. Acaba BMW Rover’ı neden satın aldı? Daha en başında elinde tutmayı planlıyor muydu?
BMW’nin çok iyi bir marka tanınırlığı ve prestiji var ancak pazar payı diğer otomotiv markalarına göre kısıtlı. Ürettiği arabalar çok çeşitli değil ve sadece belirli bir sınıfa hitab ediyor. Otomotiv sektöründeki global daralma ile birlikte eğer daha çok araba satmanın bir yolunu bulamasa idi şirket ciddi sıkıntı içine girebilirdi.
BMW için daha çok araba satmanın yolu ise basitti. Ürün gamı daha ucuz bir veya birkaç araba eklemek. Karmaşık olan ise bunun nasıl yapılacağı idi. BMW markası ile üretilecek ucuz bir araba, marka imajını olumsuz etkileyebilirdi. İzlenecek en iyi yol diğer birçok firmanın yaptığı gibi farklı tüketicilere yönelik farklı markalar kullanmaktı. Burada firmanın iki seçeneği vardı. Ya sıfırdan bir marka yaratacak, ya da kendisine uygun bir markayı satın alacaktı.
Rover diesel motorlarını BMW’den alıyordu. Dolayısı ile BMW Avrupa otomobil pazarı küçülmekte olduğu halde Land Rover satışlarının artmakta olduğunun farkındaydı. Rover BMW’nin kalite kaygılarını da gidermekteydi. Ürettiği arabalar BMW’nin kalitesi ile örtüşüyordu. BMW ürün gamıyla çakışan 800 serisi hariç, Rover’lar mükemmel bir uyum sağlayacaktı. Rover bünyesindeki Land Rover ve Mini (Mini’nin tasarımcısı Sir Alec Issigonis’in BMW yönetim kurulu başkanı Bern Pischetsrieder ile kuzen olmaları ilginç bir tesadüftür.) hem BMW ile rekabet etmiyordu, hem de firmanın lüks araç imajını daha da pekiştirecekti. Bunun yanında o tarihte aktif olmayan MG, Riley, Austin-Healey, Triumph vb. markalar da Rover’ın yanında bir hediye olacaktı.
O dönemdeki sahibi British Aerospace için Rover bir yüktü. Sipariş üzerine yüksek kar bırakan uçak parçaları ve jet motorları üretmek, düşük bütçeli alıcılara için seri olarak otomobil üretmekten çok daha karlı idi. Sadece 10 gün içersinde Rover BMW’ye geçmişti. BMW’nin önündeki tek engel Honda’ydı. Rover’ın %20 hissesi Honda’ya ait olduğu gibi, Honda’nın İngilteredeki fabrikasının %20 hissesi de Rover’a aitti. Ancak Honda BMW ile çalışmak istemedi ve iki firma karışılıklı anlaşarak ortaklığı feshettiler.