Aslında bana Infiniti Q30 ile ilgili test ve görüşlerim başlığında sorulmuştu ama o bölüm için fazla ağır ve konudan uzak olacağı için yeni bir başlık açmak istedim. Sorulan soru BMW Harman Kardon ile Infiniti Bose ve Mazda Bose sistemleri arasında kıyaslama yapmam üzerineydi. Bu konuda giriş olarak daha önce BMW kullanıcıları için hazırladığım ama arasına ses sistemleri ile ilgili çeşitli tecrübelerimi de serpiştirdiğim yazımı aşağıda yayınlayarak başlayayım. Daha sonra işe Mazda ve Infiniti'de kullanılan sistemleri de katarak devam ederiz. Hatta Kemal1963 arkadaşımız Subaru Forester aracındaki Harman Kardon'dan bahsetmiş, onu da konuşuruz...
Dünya o kadar globalleşti ki, artık birçok ticari markanın aslında aynı şemsiye altında üretildiği gerçeği var. Ses sistemleri de böyle, Harman firması tarafından JBL, Harman Kardon ve hatta Mark Levinson gibi birçok isim altında imalat yapılması buna örnektir.
Bundan bir 10 yıl öncesinin müşteri talepleri ile, bugünü kıyaslamak mümkün değil. 10 yıl önce Premium (hi-end car audio) olarak bilinen markalar, orta sınıftaki talebin de artması üzerine, isimlerini adet olarak çok satabilecekleri bu markalarda da göstermeye başladılar. Örneğin Bose Audi, Mercedes Benz (MB) gibi markalarda, Harman Kardon (HK) BMW gibi markalarda görünürken, bir anda Mazda ürünlerde Bose, Subaru'larda HK görmeye başladık, müşteri talebi doğrultusunda. Doğal olarak Premium olarak adlandırılan otomobil üreticileri de en üst sunumları olarak daha özel ve otomotivde görülmemiş markaları adapte etme yoluna girdiler.
Örneğin, B&O, Mark Levinson, Naim, Burmester vb. Ve hatta sunumları o kadar çeşitlediler ki, örneğin MB E sınıfında standart Audio 20 sunarken, bir orta sunum olarak HK, en üst olarak B&O sunmaya başladı. Hakeza BMW de 5 serisi için benzer sunum yapıyor.
1- Yukarıdaki ticari gelişmelerin 10 yıl öncenin en önemli car audio isimlerinden birisi olan HK ismini biraz geriye atmış olabileceği düşünülebilir. Ama bu firmanın yetersizliği ile ilgili değil, en üste Mark Levinson konumlaması gerektiği içindir.
2- Farklı otomobillerde aynı isimde audio sistem kullanılması, ürünlerin aynı başarıda olacağını göstermez. Otomobil üreticisi ne kadar para öderse, o kadar teknik özellik alabilir. Örneğin Subaru'daki 440 Watt, 8 hoparlörlü, kapıdan 2 adet wooferlı sistemin BMW'deki 610 Watt, 16 hoparlörlü, koltuk altına gömme 2 adet 217mm wooferlı sistemle aynı ses vermesi ancak mucizelerle mümkün olabilir. Aynı şeyi geçmişteki Audi Bose sistemleri ile benim Mazda CX-5'deki 9 hoparlörlü 231W, kapıdan wooferlı sistem için de söyleyebilirim.
3- Yine de bu kullanılan isimlerin çok farklı kalite ve dizayn skalasında kullanılması, isimlerin Premium değerini aşağıya indirmiştir bence, kabul etmek gerek. Zaten üreticiler de haklı görüyor ki, hem otomotivciler hem audio üreticileri farklı çözümler sunma çabasında. Yani hem orta sınıftaki pazar kaçırılmayacak, hem de Premium sınıfa Premium çözümler üretilmeye devam edecek.
4- Bütün bunların ötesinde bir sistem sadece isimle değil, teknik özelliklerle kendini gösterebilir. Örneğin doygun yüksek frekans için çok fazla güce değil ama kulağı tırmalamayan, yüksek frekansları karıştırıp distorsiyona çevirmeyen çok kaliteli hoparlörler ve filtrelere ihtiyaç vardır. Düşük frekans ise hoparlör kalitesi yanında esas olarak güç ister. Bu yönü ile bass hoparlör sayısı aynı ve çapı, yerleşkesi aynı dahi olsa, gücünüz yoksa, basınız da yoktur.
BMW'deki Hi-fi sistem 9 hoparlörlü (ya da 11 galiba...) ve 205 watt. HK ise 16 hoparlörlü ve 610 watt. 3 kat daha güçsüz bir sistemin aynı düşük frekans dolgunluğunu ve istikrarını sağlaması teknik olarak zaten mümkün değildir. Ancak bass yoğun dinlemeyi sevmeyen müzik severler bu iki sistemi yakın algılayabilirler. Öte yandan bir müzik sisteminin kalitesini, tekniğini, doyuruculuğunu belirleyen tizden ziyade bass tonlar ve enstrüman seslerinin duruluğu ve ayrım kalitesidir.
Birçok otomobil meraklısı otomobilde esas olanın hoparlör sayısı değil, kalitesi olduğunu ve hatta 6 hoparlör ile 16 hoparlörden daha kaliteli müzik dinlenilebildiğini söyler. Bu otomobillerin karmaşık yapısına bu kadar adette hoparlörü, akustik değerleri dengeleyerek yerleştirmesi mümkün olmayan after market uygulamacıları tarafından söylenen bir iddia olsa gerek. Çünkü otomobil gibi birçok farklı kaynaktan çok fazla rahatsız edici sesin ürediği bir ortamda, küçücük bir sahnede, yani akustik için kötü bir hacimde, her oturma pozisyonunda tüm enstrümanların seslerini aynı netlikte iletebilmek, distorsiyonsuz yüksek frekansı verebilmek (bu uzun süreli müzik dinlemelerde yorulmamak için çok önemli) duru ve doygun düşük frekansları iletebilmek, salon uygulamalarından çok farklıdır ve çok daha fazla akustik çalışma ve detay gerektirir.
Ne demek istediğime örnek olarak; 4 tweeter ile 4 pozisyondan toplam 50 watt yüksek frekans vermeniz ile, 6 tweeter ile 6 toplam pozisyondan toplam 50 watt frekans vermeniz arasında dinginlik farkı çok olacaktır. Hoparlör kalite farkına girmiyorum bile...
Özetle demek istediğim şey şu ki; Bir markanın çok farklı markalarda kullanılıyor olması, bazılarında kullandığı sistemlerin daha ucuz ve daha az başarılı olması, her otomobildeki aynı ismi taşıyan sistemi ifade etmez. Örneğin, HK 450W ve 12 hoparlörlü bir W204 C sınıfı müşterisi için 590 W ve 13 hoparlörlü Burmester'e geçmek, Burmester Harman Kardon'dan daha iyi gibi bir sonuç çıkartabilir. Ancak 610W 16 hoparlörlü Harman Kardon BMW kullanıcısı için bir ilerleme değildir. Bu markaların hepsi son derece tecrübeli ve teknolojik/dizayn olarak çok başarılıdır. Önemli olan ne kadar paraya ne dizayn etmesinin istendiğidir. Üretici parayı verirse, bu markaların hepsi çok başarılı dizaynlar yapabilir.
Benim açımdan ise konu şudur; Hi Fi bass seviyesi benim dinlediğim ses seviyesi için yeterli gelmiyor. Tiz seviyesi ise yine benim dinlediğim seviyede boğuluyor. Her zaman Hi Fi dinlerken çok fazla filtreleme var duygusuna kapılmışımdır. Ama sanırım yetersiz gücün gizlenmesi çabası olacak bu.
HK ise dediğim gibi, benim için ancak yeterli. Bundan çok daha iyi after market uygulamalar yaptırma geleneğinden geliyorum. HK bana bunu yapma gereği istememe sınırında başarıyla hizmet ediyor. Bana BMW'min her tarafını söktürmeyecek kadar yeten bu sistem için 2 bin EUR mantıklı geliyor. Tabi burası tamamen benim şahsi beğenilerim ve fikirlerim ile ilgili ve kimseyi bağlamaz. Ukalalık yapmak için de değil, son günlerde bu konu teknik baz haricinde çok konuşulduğu için biraz derinleştireyim dedim. Size denk geldi, kusura bakmayın...
Bu arada Hi Fi için bazı forum arkadaşlarımız standart sistem olmalı demişler, bu düzeyde bir markada kendilerine aynen katılıyorum. Üstelik Hi Fi standart bir müzik dinleyicisi için gayet de yeterli ve kaliteli sistemdir. Üstelik hoparlör pozisyonları itibarıyla basit ve aracı çok yormayacak modifikasyonlara da daha uygun. Hi Fi'dan daha üst düzeyde müzik dinleme keyfi olan ve uğraşmak istemeyenler HK opsiyonu seçebileceği gibi, Hi Fi ile alıp, daha uygun ve %45 ÖTV'yi boşuna ödemeden upgrade edebilirler. Yine de sanırım Hi Fi BMW kullanıcılarının büyük çoğunluğunu standart özellikleri ile tatmin edecektir. İşin ilginç tarafı Türkiye'de şu an standart sunulan HK donanımlı araç yüzdesinin Avrupa'da dahi bu kadar yüksek olduğunu sanmıyorum. Diğer ilginç olanı da, 3 serisi üzerinde bu kadar çok satılan HK'yı bırakın HiFi'ın bile 5 serisinde standart olmaması ve hatta standart gelen Premium donanımlarda bile HiFi bile bulunmaması...
Okuyanlar hatırlayacaktır, araç içi ses sistemleri ve Hi Fi & Harman Kardon opsiyonları ile ilgili detaylı yazılar yazmıştım. Şimdi aşağıda bu konuda biraz eklemeler yapmak istiyorum, çünkü ikame olarak kullandığım 2015 makyajlı Sport Line Plus araçta bulunan Hi Fi sistem ile benim aracımda bulunan Harman Kardon sistem arasında çok net testler gerçekleştirdim.
Öncelikle şunu belirteyim, yazım hiç kimsenin fikrine muhalefet etmek maksatlı değildir. Merakımı gidermek için yaptığım testtir ve merak edenler varsa diye de burada paylaşıyorum. Yazılarımdan hatırlanacağı üzere daha önce Hi Fi sistemli BMW otomobiller kullandım ama F30 kasa değildi. Şimdi birebir aynı kasada iki farklı sistemi çok eşit şartlarda kıyasladım.
1- Ses kaynağını bir farka sebep olmasın diye aynı flash bellek olarak kullandım.
2- İlk dikkati çeken Harman Kardon'da bulunan grafik ekolayzer ve Logic 7 elektronik efekt fonksiyonlarının Hİ Fİ sistemde bulunmaması.
3- Harman Kardon sistemde ben sevdiğim parçaları yaklaşık %50 ses seviyesinde dinliyorum. Desibel olarak Hİ Fİ'da bu ses seviyelerine yaklaşık %85 gibi bir seviyede ulaşılıyor. Sistemin birinin çıkış gücünün 600 W, diğerinin 205 W olması sebebiyle bu doğal.
4- Harman Kardon sistemde mevcut 7 adet tweeter sayesinde yüksek frekanslar her parçada çok net, canlı ve bol. Hiç eksiklik hissetmiyorsunuz, her lezzete göre ayarlayabiliyorsunuz. Hİ Fİ sistemde en büyük eksikliklerden birisi bu. 2 adet tweeterın yüksek frekanslardaki eksikliği ses seviyesi yükseldikçe daha fazla kendini göstermeye başlıyor. Benim sevdiğim ses seviyelerinde ve müzik türlerinde ben ön sırada yüksek frekans eksikliği hissettim, arka sırada bu his daha fazla olmalı.
5- Sistemde ekolayzer olmadığı gibi bir mid ayarına da yer verilmemiş. Bu sebeple yüksek ses seviyelerine çıkıldıkça mid sesleri bir iki kademe kısamadığınız için, orta sesler ve vokaller benim istediğimden daha yükseğe çıkarak, ses patlaması efekti yapıyor.
6- Bass, yani düşük frekans potansiyeli benim tahmin ettiğimden daha iyi. Ve hatta bir çok standart sistemden çok çok daha iyi. Örneğin bendeki C180 Coupe aracın sahip olduğu 190W, 8 hoparlör Audio 20 sisteminden çok daha iyi. Bunun sebebi de Hİ Fİ sistemde woofer lokasyonlarının ve çaplarının doğru seçimi. Audio 20 ön kapı alt hoparlörlerini woofer olarak kullanır ve yüksek seslerde vibrasyon ve distorsiyona uğrarken, Hİ Fİ sistemde koltuk altı wooferlar hiçbir ses seviyesinde distorsiyona veya vibrasyon efektine sebep vermeden benim takdirimi kazandı. Sıkıntı ise şöyle, Harman Kardon'da her parçada ve kayıtta yaptığınız ayarlarla doğru ve yeterli bass sesi yakalayabiliyorsunuz. Hİ Fİ'da ise bu hem parça kaydına hem de düşük frekans aralığına çok bağımlı.
Örneğin bir parçada bass sesler sizi çok tatmin ederken, diğer parçada etmeyebiliyor. Ve hatta aynı parçada bile örneğin bass drum size müthiş güzel bir his verip, sizi olumlu anlamda şaşırtırken, ileride devreye giren bass gitar olumsuz anlamda üzebiliyor.
Sonuç; Hİ Fİ sistem BMW standart sistemi ile kıyas dahi edilemez, verilen parayı sonuna kadar hak ediyor, hele ki standart geldiği donanımlarda çok çok iyi bir özellik. Ama zayıflıkları da yok değil yukarıda izah ettiğim gibi. Harman Kardon için ödenen ekstra para da kesinlikle hak ediliyor. Eğer otomobilinizde müzik dinlemeyi seviyor ve hele de tutkulu ses seviyelerinde dinlemeyi seviyorsanız, aynı kaynaktan dinlenen aynı parçanın Hİ Fİ ile Harman Kardon arasında müzikalite anlamında farkı ciddi yüksek.
Bu fark ulaşılan ses seviyesi ile ilgili değil veya hoparlörlerin distorsiyona uğraması ile de ilgili değil. Bu konularda Hİ Fİ gayet güçlü bir sistem. Fark her bir ses frekansının tam dengeli, net, canlı sunumunda ve ayrıca değişik zevklere göre ayarlanabilme kapasite yüksekliğinde. Hİ Fİ sistem ile bir BMW otomobili geçmişte almıştım, yine de alırım. Ama Harman Kardon opsiyonu varsa ve benim de durumum müsaitse, Harman Kardon için o farkı kesin öderim.
Şahsi değerlendirmem bu şekilde.
Dünya o kadar globalleşti ki, artık birçok ticari markanın aslında aynı şemsiye altında üretildiği gerçeği var. Ses sistemleri de böyle, Harman firması tarafından JBL, Harman Kardon ve hatta Mark Levinson gibi birçok isim altında imalat yapılması buna örnektir.
Bundan bir 10 yıl öncesinin müşteri talepleri ile, bugünü kıyaslamak mümkün değil. 10 yıl önce Premium (hi-end car audio) olarak bilinen markalar, orta sınıftaki talebin de artması üzerine, isimlerini adet olarak çok satabilecekleri bu markalarda da göstermeye başladılar. Örneğin Bose Audi, Mercedes Benz (MB) gibi markalarda, Harman Kardon (HK) BMW gibi markalarda görünürken, bir anda Mazda ürünlerde Bose, Subaru'larda HK görmeye başladık, müşteri talebi doğrultusunda. Doğal olarak Premium olarak adlandırılan otomobil üreticileri de en üst sunumları olarak daha özel ve otomotivde görülmemiş markaları adapte etme yoluna girdiler.
Örneğin, B&O, Mark Levinson, Naim, Burmester vb. Ve hatta sunumları o kadar çeşitlediler ki, örneğin MB E sınıfında standart Audio 20 sunarken, bir orta sunum olarak HK, en üst olarak B&O sunmaya başladı. Hakeza BMW de 5 serisi için benzer sunum yapıyor.
1- Yukarıdaki ticari gelişmelerin 10 yıl öncenin en önemli car audio isimlerinden birisi olan HK ismini biraz geriye atmış olabileceği düşünülebilir. Ama bu firmanın yetersizliği ile ilgili değil, en üste Mark Levinson konumlaması gerektiği içindir.
2- Farklı otomobillerde aynı isimde audio sistem kullanılması, ürünlerin aynı başarıda olacağını göstermez. Otomobil üreticisi ne kadar para öderse, o kadar teknik özellik alabilir. Örneğin Subaru'daki 440 Watt, 8 hoparlörlü, kapıdan 2 adet wooferlı sistemin BMW'deki 610 Watt, 16 hoparlörlü, koltuk altına gömme 2 adet 217mm wooferlı sistemle aynı ses vermesi ancak mucizelerle mümkün olabilir. Aynı şeyi geçmişteki Audi Bose sistemleri ile benim Mazda CX-5'deki 9 hoparlörlü 231W, kapıdan wooferlı sistem için de söyleyebilirim.
3- Yine de bu kullanılan isimlerin çok farklı kalite ve dizayn skalasında kullanılması, isimlerin Premium değerini aşağıya indirmiştir bence, kabul etmek gerek. Zaten üreticiler de haklı görüyor ki, hem otomotivciler hem audio üreticileri farklı çözümler sunma çabasında. Yani hem orta sınıftaki pazar kaçırılmayacak, hem de Premium sınıfa Premium çözümler üretilmeye devam edecek.
4- Bütün bunların ötesinde bir sistem sadece isimle değil, teknik özelliklerle kendini gösterebilir. Örneğin doygun yüksek frekans için çok fazla güce değil ama kulağı tırmalamayan, yüksek frekansları karıştırıp distorsiyona çevirmeyen çok kaliteli hoparlörler ve filtrelere ihtiyaç vardır. Düşük frekans ise hoparlör kalitesi yanında esas olarak güç ister. Bu yönü ile bass hoparlör sayısı aynı ve çapı, yerleşkesi aynı dahi olsa, gücünüz yoksa, basınız da yoktur.
BMW'deki Hi-fi sistem 9 hoparlörlü (ya da 11 galiba...) ve 205 watt. HK ise 16 hoparlörlü ve 610 watt. 3 kat daha güçsüz bir sistemin aynı düşük frekans dolgunluğunu ve istikrarını sağlaması teknik olarak zaten mümkün değildir. Ancak bass yoğun dinlemeyi sevmeyen müzik severler bu iki sistemi yakın algılayabilirler. Öte yandan bir müzik sisteminin kalitesini, tekniğini, doyuruculuğunu belirleyen tizden ziyade bass tonlar ve enstrüman seslerinin duruluğu ve ayrım kalitesidir.
Birçok otomobil meraklısı otomobilde esas olanın hoparlör sayısı değil, kalitesi olduğunu ve hatta 6 hoparlör ile 16 hoparlörden daha kaliteli müzik dinlenilebildiğini söyler. Bu otomobillerin karmaşık yapısına bu kadar adette hoparlörü, akustik değerleri dengeleyerek yerleştirmesi mümkün olmayan after market uygulamacıları tarafından söylenen bir iddia olsa gerek. Çünkü otomobil gibi birçok farklı kaynaktan çok fazla rahatsız edici sesin ürediği bir ortamda, küçücük bir sahnede, yani akustik için kötü bir hacimde, her oturma pozisyonunda tüm enstrümanların seslerini aynı netlikte iletebilmek, distorsiyonsuz yüksek frekansı verebilmek (bu uzun süreli müzik dinlemelerde yorulmamak için çok önemli) duru ve doygun düşük frekansları iletebilmek, salon uygulamalarından çok farklıdır ve çok daha fazla akustik çalışma ve detay gerektirir.
Ne demek istediğime örnek olarak; 4 tweeter ile 4 pozisyondan toplam 50 watt yüksek frekans vermeniz ile, 6 tweeter ile 6 toplam pozisyondan toplam 50 watt frekans vermeniz arasında dinginlik farkı çok olacaktır. Hoparlör kalite farkına girmiyorum bile...
Özetle demek istediğim şey şu ki; Bir markanın çok farklı markalarda kullanılıyor olması, bazılarında kullandığı sistemlerin daha ucuz ve daha az başarılı olması, her otomobildeki aynı ismi taşıyan sistemi ifade etmez. Örneğin, HK 450W ve 12 hoparlörlü bir W204 C sınıfı müşterisi için 590 W ve 13 hoparlörlü Burmester'e geçmek, Burmester Harman Kardon'dan daha iyi gibi bir sonuç çıkartabilir. Ancak 610W 16 hoparlörlü Harman Kardon BMW kullanıcısı için bir ilerleme değildir. Bu markaların hepsi son derece tecrübeli ve teknolojik/dizayn olarak çok başarılıdır. Önemli olan ne kadar paraya ne dizayn etmesinin istendiğidir. Üretici parayı verirse, bu markaların hepsi çok başarılı dizaynlar yapabilir.
Benim açımdan ise konu şudur; Hi Fi bass seviyesi benim dinlediğim ses seviyesi için yeterli gelmiyor. Tiz seviyesi ise yine benim dinlediğim seviyede boğuluyor. Her zaman Hi Fi dinlerken çok fazla filtreleme var duygusuna kapılmışımdır. Ama sanırım yetersiz gücün gizlenmesi çabası olacak bu.
HK ise dediğim gibi, benim için ancak yeterli. Bundan çok daha iyi after market uygulamalar yaptırma geleneğinden geliyorum. HK bana bunu yapma gereği istememe sınırında başarıyla hizmet ediyor. Bana BMW'min her tarafını söktürmeyecek kadar yeten bu sistem için 2 bin EUR mantıklı geliyor. Tabi burası tamamen benim şahsi beğenilerim ve fikirlerim ile ilgili ve kimseyi bağlamaz. Ukalalık yapmak için de değil, son günlerde bu konu teknik baz haricinde çok konuşulduğu için biraz derinleştireyim dedim. Size denk geldi, kusura bakmayın...
Bu arada Hi Fi için bazı forum arkadaşlarımız standart sistem olmalı demişler, bu düzeyde bir markada kendilerine aynen katılıyorum. Üstelik Hi Fi standart bir müzik dinleyicisi için gayet de yeterli ve kaliteli sistemdir. Üstelik hoparlör pozisyonları itibarıyla basit ve aracı çok yormayacak modifikasyonlara da daha uygun. Hi Fi'dan daha üst düzeyde müzik dinleme keyfi olan ve uğraşmak istemeyenler HK opsiyonu seçebileceği gibi, Hi Fi ile alıp, daha uygun ve %45 ÖTV'yi boşuna ödemeden upgrade edebilirler. Yine de sanırım Hi Fi BMW kullanıcılarının büyük çoğunluğunu standart özellikleri ile tatmin edecektir. İşin ilginç tarafı Türkiye'de şu an standart sunulan HK donanımlı araç yüzdesinin Avrupa'da dahi bu kadar yüksek olduğunu sanmıyorum. Diğer ilginç olanı da, 3 serisi üzerinde bu kadar çok satılan HK'yı bırakın HiFi'ın bile 5 serisinde standart olmaması ve hatta standart gelen Premium donanımlarda bile HiFi bile bulunmaması...
Okuyanlar hatırlayacaktır, araç içi ses sistemleri ve Hi Fi & Harman Kardon opsiyonları ile ilgili detaylı yazılar yazmıştım. Şimdi aşağıda bu konuda biraz eklemeler yapmak istiyorum, çünkü ikame olarak kullandığım 2015 makyajlı Sport Line Plus araçta bulunan Hi Fi sistem ile benim aracımda bulunan Harman Kardon sistem arasında çok net testler gerçekleştirdim.
Öncelikle şunu belirteyim, yazım hiç kimsenin fikrine muhalefet etmek maksatlı değildir. Merakımı gidermek için yaptığım testtir ve merak edenler varsa diye de burada paylaşıyorum. Yazılarımdan hatırlanacağı üzere daha önce Hi Fi sistemli BMW otomobiller kullandım ama F30 kasa değildi. Şimdi birebir aynı kasada iki farklı sistemi çok eşit şartlarda kıyasladım.
1- Ses kaynağını bir farka sebep olmasın diye aynı flash bellek olarak kullandım.
2- İlk dikkati çeken Harman Kardon'da bulunan grafik ekolayzer ve Logic 7 elektronik efekt fonksiyonlarının Hİ Fİ sistemde bulunmaması.
3- Harman Kardon sistemde ben sevdiğim parçaları yaklaşık %50 ses seviyesinde dinliyorum. Desibel olarak Hİ Fİ'da bu ses seviyelerine yaklaşık %85 gibi bir seviyede ulaşılıyor. Sistemin birinin çıkış gücünün 600 W, diğerinin 205 W olması sebebiyle bu doğal.
4- Harman Kardon sistemde mevcut 7 adet tweeter sayesinde yüksek frekanslar her parçada çok net, canlı ve bol. Hiç eksiklik hissetmiyorsunuz, her lezzete göre ayarlayabiliyorsunuz. Hİ Fİ sistemde en büyük eksikliklerden birisi bu. 2 adet tweeterın yüksek frekanslardaki eksikliği ses seviyesi yükseldikçe daha fazla kendini göstermeye başlıyor. Benim sevdiğim ses seviyelerinde ve müzik türlerinde ben ön sırada yüksek frekans eksikliği hissettim, arka sırada bu his daha fazla olmalı.
5- Sistemde ekolayzer olmadığı gibi bir mid ayarına da yer verilmemiş. Bu sebeple yüksek ses seviyelerine çıkıldıkça mid sesleri bir iki kademe kısamadığınız için, orta sesler ve vokaller benim istediğimden daha yükseğe çıkarak, ses patlaması efekti yapıyor.
6- Bass, yani düşük frekans potansiyeli benim tahmin ettiğimden daha iyi. Ve hatta bir çok standart sistemden çok çok daha iyi. Örneğin bendeki C180 Coupe aracın sahip olduğu 190W, 8 hoparlör Audio 20 sisteminden çok daha iyi. Bunun sebebi de Hİ Fİ sistemde woofer lokasyonlarının ve çaplarının doğru seçimi. Audio 20 ön kapı alt hoparlörlerini woofer olarak kullanır ve yüksek seslerde vibrasyon ve distorsiyona uğrarken, Hİ Fİ sistemde koltuk altı wooferlar hiçbir ses seviyesinde distorsiyona veya vibrasyon efektine sebep vermeden benim takdirimi kazandı. Sıkıntı ise şöyle, Harman Kardon'da her parçada ve kayıtta yaptığınız ayarlarla doğru ve yeterli bass sesi yakalayabiliyorsunuz. Hİ Fİ'da ise bu hem parça kaydına hem de düşük frekans aralığına çok bağımlı.
Örneğin bir parçada bass sesler sizi çok tatmin ederken, diğer parçada etmeyebiliyor. Ve hatta aynı parçada bile örneğin bass drum size müthiş güzel bir his verip, sizi olumlu anlamda şaşırtırken, ileride devreye giren bass gitar olumsuz anlamda üzebiliyor.
Sonuç; Hİ Fİ sistem BMW standart sistemi ile kıyas dahi edilemez, verilen parayı sonuna kadar hak ediyor, hele ki standart geldiği donanımlarda çok çok iyi bir özellik. Ama zayıflıkları da yok değil yukarıda izah ettiğim gibi. Harman Kardon için ödenen ekstra para da kesinlikle hak ediliyor. Eğer otomobilinizde müzik dinlemeyi seviyor ve hele de tutkulu ses seviyelerinde dinlemeyi seviyorsanız, aynı kaynaktan dinlenen aynı parçanın Hİ Fİ ile Harman Kardon arasında müzikalite anlamında farkı ciddi yüksek.
Bu fark ulaşılan ses seviyesi ile ilgili değil veya hoparlörlerin distorsiyona uğraması ile de ilgili değil. Bu konularda Hİ Fİ gayet güçlü bir sistem. Fark her bir ses frekansının tam dengeli, net, canlı sunumunda ve ayrıca değişik zevklere göre ayarlanabilme kapasite yüksekliğinde. Hİ Fİ sistem ile bir BMW otomobili geçmişte almıştım, yine de alırım. Ama Harman Kardon opsiyonu varsa ve benim de durumum müsaitse, Harman Kardon için o farkı kesin öderim.
Şahsi değerlendirmem bu şekilde.