Yazmayım dedim dedim ama dayanamadım.
1) Balatanın eskimesi için sürtünme olması gerekir. Dururken basılan frenle balata eskimez.
2) Otomatik şanzıman (tork konvertörlüler için konuşuyoruz) hızlanma halindeyken türbin pallerine uygulanan basınç, dururken uygulanan basınçtan çok çok daha fazladır. O zaman bu mantık açısıyla hızlanmayalım.
3) Araç dururken motorun oluşturduğu tork nedeniyle motor takozlarına yük biner doğru. Araç hızlanırken o yükten çok daha fazla yüke maruz kalıyor o takozlar. Eğer araç dururkenki yüke dayanamıyorsa ise kopsun öyleyse.
4) Motor çalıştığı gibi şanzımanın yağlaması da başlıyor.
5) Manuel vitesli araçlarda ışıklarda debriyaja basarak beklemek yanlıştır. Çünkü baskı yayları basılmış olarak kaldığından hem bu yayların erken sertleşmesine dolayısıyla debriyaj pedalının sertleşmesine (uzun vadede), hem de debriyaj bilyasına fazladan yük binmesi sonucu uzun vadede ömrünü azaltmaya neden olur.
6) Yarı otomatik olarak bahsedilen otomatikleştirilmiş manuel şanzımanlara bakarsak (dsg, edc, mmt, ishift, powershift, vs.) yeni yeni teknolojiler geliştiriyorlar. Şanzıman çok kısa süre içerisinde aracın durduğunu anlayarak kavramayı kesiyor, frene çok hafif basılsa dahi. Bu nedenle yarım debriyajdaki gibi hafif kavrama yapıp balataların ısınmasını engellemiş oluyorlar. DSG ilk çıktığında kullanıcıları frene tam basmadığı için şanzıman anlayamıyordu kavramaya devam ediyordu. Bu nedenle sorunlar çıkmıştı. Sonradan auto hold fonksiyonu eklediler.