Güzel konu için teşekkürler Murat...
Yıllar yılı hep otomatik vitesli araçlara çok soğuk durdum. Bunun sebebini tam olarak bilmiyorum. Tabi kullanmadığım bir şeyin iyi ya da kötü olduğunu da bilmiyordum fakat bu soğukluk hep oldu. Yıllar sonrasında, eşimin ehliyet alıp araba kullanma sevdası depreşince, bir de çocukların; okul, kurs, antreman, maç gibi atraksiyonları da artınca benim işlerimin yoğun olmasından dolayı bu ehliyet ve araba kullanma sevdası mecburen benim de kulağıma hoş geldi.
Hal böyle olunca, ehliyeti bir çırpıda alma başarısını gösteren hatun kişi, o dönemdeki 626 GE guzuyu kullanmakta gösteremedi maalesef... İlk önce marş kömürlerine elveda dedik, sonrasında sıraya fren balataları ile debriyaj balatası girecek gibi olunca şapkamızı önümüze koyarak bir kez daha düşündük... Tüm bu düşüncelerin üzerine, eşimin vites değiştirirken yola değil de, değiştirmiş olduğu vitese bakma alışkanlığı ile debriyaj kavrama ayarını tutturamaması da eklenince artık otomatik şanzımanlı bir guzuya merhaba demenin vaktinin geldiğini net olarak anladık.
Daha öncesinde, bir kez otomatik araç kullanmıştım ve bana yapılan "sol ayağını unut yoksa cama yapışma tehlikemiz var" denilmesine rağmen aracın yavaş gitmesi şansımız olsa gerek ki, ön cama yapışmaktan kurtulmuştuk. Tek otomatik tecrübem bu olmuştu fakat ben artık otomatik şanzımanlı Mazda 3 sahibiydim...
Aracı aldım, ilk kullanımdan 5 dakika sonra sanki benim için otomatik şanzıman olmazsa olmazlardan biriydi artık.
Tam 3 yıl geçti gitti, otomatik şanzımanın eksileri olarak bilinen, ne fazla yakıtı, ne arıza durumunda incir fidanını kucağıma verecek olması, ne osu ne busu ne de şusu aklıma hiç gelmedi... Gelmiyor da.
Hatta geçen gün emanet aldığım manuel aracı kullanırken gittiğim toplam 10 kilometrelik yol harbiden işkenceye dönüştü. Araba gidiyor ne güzel, vites değiştirme de nereden çıktı, araç durduğunda tekrar kaldırmak için debriyaj denilen gereksiz şeyin boşluğuna ayağım alışamadı bir türlü. Daha önceden hangi arabaya binsem, ikinci vitese attıktan sonra araba ile bütünleşirdim, şimdi bunu bile beynim istemiyor ki, araba hopladı durdu kalkışlarda...
Hülâsa;
Otomatik candır, canandır... Büyük konuşmak istemiyorum ama manuel vitese dönüş benim için çok çok zor gibi geliyor artık.
Biraz uzun oldu ama otomatik maceramı iki kelime ile anlatamazdım sanırım. Okuyanların sabrına teşekkürler.