Probleme girmeden önce biraz bu sistemden bahsedeyim de konu dolu gözüksün.
Bildiğiniz gibi Mazda klasiğinden biri olan kontak aydınlatması bizim 626 tombaklarda da mevcut. Sistemin esas kahramanlarından biri küçük bir switch aslında. Ön kapıların içinde, dış kapı kollarının arka tarafında switch butonlardan vardır (96-97'lerde sadece şoför kapısında bulunuyor sanırım, yani bende öyle...) . Temsili görseli şu:
Kapı kolunu açmak için yukarı doğru kaldırdığınızda bu buton tetiklenir, böylece kontak aydınlatması ve dış kapı kilidinin anahtar yuvasındaki küçük aydınlatıcılar otomatik olarak yanar. Kapı kilitli olsa da yanar çünkü dışarıdaki lambanın mantığı anahtar deliğini görebilmektir zaten. (Eğer ki kapı içindeki switch'te bir problem var ise kapılar açıldığında tavan lambasını yakan switch'inden tetik alarak yine yanar, buraya birazdan değineceğim). Butonu tetikledikten sonra kapıyı açsanız da açmasanız da bu aydınlatmalar bir süre sonra otomatik olarak söner. Kapıyı açtınız ve anahtarı kontağa taktınız, anahtarı çevirdiğiniz an söner ve tekrar anahtarı "off" konumuna getirdiğinizde yine yanar. Bunu neden söyledim, konuyu uzatmak için değil gerçekten. Şu sebeple: Yolculuk yaptık ve motoru durdurduk, anahtarı çıkardık ve ışık yandı, oysa ki kapıyı açmadık (ki kapıyı zaten dış kapı kolundan da açmıyoruz) yani yukarıda bahsettiğimiz kapı içindeki switch butonu tetiklemedik? Bu durumda da tetik veren şey kontak sisteminin içindeki mekanizmadır. Nasıl ki anahtarı çevirdiğinizde ışık sönüyorsa anahtarı geri çevirdiğinizde algılar ve ışık tekrar yanar. Kontak mekanizması anahtarın varlığını/yokluğunu algılamıyorsa buraya kontak spreyi/devre temizleyici gibi bir şey sıkabilirsiniz. Anahtarı çıkarttığınzda delik üstündeki kapakçık kapandığından ya ucu ince hortumlu spreylerden kullanın ya da başka bir şeyle ittirerek bu kapağı açın ki içeriye ulaşabilsin. Düzelmedi ise direksiyon arkasındaki kutuyu söküp anahtarı algılayan ve ona göre komut veren beyaz küçük soketimsi kutuya bağlı iki adet (benimkiler yeşil renkte) kablo göreceksiniz. Bu kabloları kontrol edebilirsiniz. Büyük ihtimalle bu iki kablo arasındaki bağlantı anahtarın metali ile kuruluyor. Hatta @aurora Can'ın guzusu da sürekli "anahtar takılı" olarak algılıyordu ve kapılar açılınca sesli ikaz çalışıyordu.
Bu sistemin birinci işleviydi ve sıkça görülen probleminin çözümüydü. Gelelim kapının açılmasıyla başlayan sesli uyarı sistemli ikinci adıma: Kontak anahtarı araç üstünde ve "off" konumunda iken veya anahtarı çıkardığınız halde farları açık unuttuysanız kapıyı açtığınızda uyarı sesi alırsınız. (Hemen belirteyim bu sistemin "anahtarı unuttun bro!" kısmı 97'lerde kaldırılmıştır, "anahtarı unutacak kadar da dalgın olma yuh artık, sen kapıyı da kilitlemezsin bu kafayla" demişler demek ki... "Farları açık unuttun!" kısmını kaldırmamışlar neyse ki akü masraflarını düşünmüşler...) Bu da sistemin hem kontak içindeki anahtar okuyucuya hem de ayrıca aracın sütunlarındaki şasi akımını tamamlayan switch'lere bağlı olduğunu gösterir. Bunun da temsili görseli şudur:
Sütunlardaki bu switch (bu kelimenin Türkçe'sini bulamadım yazması da zor gari) üstündeki vidalar zamanla gevşeyebiliyor, switch'lerin içleri oksitlenebiliyor ve kapıların açık olduğu komutu algılanmıyor. Bu durumda da vidayı söküp içini yine spreylerle temizleyebilir kablo bağlantılarını kontrol edebilirsiniz. Bu da olayın ikinci bakılacak kısmıydı.
Olayı yazarken yoruldum yeminlen, ufacık bir şey gibi görünen ayrıntılarla dolu bir sistem yapmış Japan emmiler.
Gelelim bana bu kadar şeyi öğreten kısma. Bütün bunları kontrol etmiş hatta en son kapı döşemelerini söküp tek tek akımları ölçmüş, düzelteyim derken tesisatın ağzını burnunu yamultmuş biri olarak yaşadığım tecrübemi ve şans eseri çözdüğüm problemimi aktarayım:
Cemşid'i aldığım günlerde dış kapıdaki anahtar deliği aydınlatmasına el atayım dedim. Oradaki küçük ampul zamanla suya maruz kaldığından ömrünü tamamlamış. Bu ampul öyle bir yere giriyor ki başka bir halojen ampul takmak namümkün, o ampulden bulmak da çok zor, böyle uzun ince bir şey ve dipsiz ampullerden. Japon amcalar da milimetrik işler yaptığı için başka bir ampul de yuvaya girmiyor. Hal böyle iken ben oraya bir led takayım demiştim. Yeşilinden hem de... Taktım da, güzel de oldu. Sonra fark ettim ki aradan zaman geçtikçe benim ne uyarılar çalışıyor ne de kontak aydınlatması yanıyor? Sonra izlemeye aldım, dediğim gibi döşemeleri söktüm kabloları izledim, nafile... Tam bu durumu kanıksayıp, unutmaya çalışırken bir gece yandığını fark ettim. Sonrası zamanlarda yine söndü. Hava aydınlık olsa bile her araca binişimde yanıyor mu yanmıyor mu diye kontrol ediyordum ki çoğu zaman yanmıyordu. Duygularımla oynayan bu sisteme kafayı takmıştım artık! Aydınlatma için taktığım ledi de söktüm, direksiyon arkasındaki kutuyu tekrar açıp ampulü değiştirdim fakat devamlılığı olan bir sonuç alamadım. Yandığı zamanlardaki iki sefer yağmur yağdığından, olayı suyla bağdaştırıp şasi'den kaynaklı bir problem olabileceğini bile düşündüm, şasi bağlantılarını kontrol ettim. @kadir ile bile görüşüp ona videosunu çektim, olmadı. En son bu aydınlatmayı parklara veya tavan lambasına (araya geciktirici koyarak) bağlamayı falan düşündüm ki yakın zamanda son çare olarak onu yapacaktım. Allah'tan bugün problemin kaynağını tesadüfen çözdüm.
Cemşid'e hafta içi uzaktan kumandalı anahtar şeysi almıştım ve sırf bu sistemi bozduğum düşüncesiyle kendim bağlamaktan korktum. Aklıma @domestos Veli Abi'nin "Mazda bozulmaz, bozulur" lafı geldi. Sanayide montaj işlemi yapılırken kilitçi usta amerikan park modülünü görünce "bunu kim bağladı?" diye sordu. Ben de kendimin bağladığını söyledim. Tebrik etti ve ben de aslında işlerin öyle olmadığını "bir yeri yaparken diğerini bozuyorum" gibisinden konuyu açtım, şakayla karışık. Aydınlatmayı ve uyarı sistemini bozduğumu ve yapılma ihtimaline değindim. O bile korktu, "kontak aydınlatması işi çok karışık, şurada beyin var oraya kadar tesisat kontrol edilmeli ve (direksiyon altındaki sigorta kutusu ve diğer kısımları göstererek) buraların hep açılması lazım, çok uğraştırıcı bir iş" diyerekten beni salladı açıkçası. Neyse ki ben mesajı almıştım ve hep direksiyonun arkasında/altında aradığım sistemin iç kısımdaki sigorta kutusunun arkasında olduğunu öğrenmiştim. Uzaktan kumanda montajı bittikten sonra ustaya "abi sen hiç toplama oraları, bırak açık kalsın ben başka bir şeyler yapacağım" dedim. O şekilde Tosun Usta'nın dükkanının önüne çektim guzuyu. Ya bu işi çözecektim ya da guzuyu satacaktım, o derece inat etmiştim yani? Aldım alet edevatı uzandım pedalların oraya. Öyle bir yer ki orası sadece el yordamıyla bir şeyler yapılabilir. Sigorta kutusunu sökmeden görmek mümkün değil, sökmek için de güven, özveri ve tecrübem de yok; fotoğrafını dahi çekemedim o yüzden. Ne var ne yok kontrol ettim elime ne geldiyse bızıkladım. Sonra o sırada dünyanın en güzel melodisi gibi gelen "dın dın dın" sesini duydum. "Evreka evreka" diye bağırdım yeminlen.
Sonuca gelirsem: Debriyaj pedalı yanındaki sigorta kutusunun arkasında (daha doğrusu arkasının sol tarafında) bulunan beyine giren birkaç soketten bir tanesi (büyük ihtimal ben bir önceki sahiplerden kalan modülleri sökerken) yarım olarak çıkmış. Yeri geldiğinde sarsıntıyla temas edip çalışması yeri geldiğinde çalışmaması da bu yüzdenmiş.
"Çözülemeyen problem yoktur, problemle uğraşmamış manyak vardır" deyimini de tekrar eder, hepinize sorunsuz çalışan "dın dın"lar dilerim. Bana katlandığınız için hepinize teşekkürler...
Bildiğiniz gibi Mazda klasiğinden biri olan kontak aydınlatması bizim 626 tombaklarda da mevcut. Sistemin esas kahramanlarından biri küçük bir switch aslında. Ön kapıların içinde, dış kapı kollarının arka tarafında switch butonlardan vardır (96-97'lerde sadece şoför kapısında bulunuyor sanırım, yani bende öyle...) . Temsili görseli şu:
Kapı kolunu açmak için yukarı doğru kaldırdığınızda bu buton tetiklenir, böylece kontak aydınlatması ve dış kapı kilidinin anahtar yuvasındaki küçük aydınlatıcılar otomatik olarak yanar. Kapı kilitli olsa da yanar çünkü dışarıdaki lambanın mantığı anahtar deliğini görebilmektir zaten. (Eğer ki kapı içindeki switch'te bir problem var ise kapılar açıldığında tavan lambasını yakan switch'inden tetik alarak yine yanar, buraya birazdan değineceğim). Butonu tetikledikten sonra kapıyı açsanız da açmasanız da bu aydınlatmalar bir süre sonra otomatik olarak söner. Kapıyı açtınız ve anahtarı kontağa taktınız, anahtarı çevirdiğiniz an söner ve tekrar anahtarı "off" konumuna getirdiğinizde yine yanar. Bunu neden söyledim, konuyu uzatmak için değil gerçekten. Şu sebeple: Yolculuk yaptık ve motoru durdurduk, anahtarı çıkardık ve ışık yandı, oysa ki kapıyı açmadık (ki kapıyı zaten dış kapı kolundan da açmıyoruz) yani yukarıda bahsettiğimiz kapı içindeki switch butonu tetiklemedik? Bu durumda da tetik veren şey kontak sisteminin içindeki mekanizmadır. Nasıl ki anahtarı çevirdiğinizde ışık sönüyorsa anahtarı geri çevirdiğinizde algılar ve ışık tekrar yanar. Kontak mekanizması anahtarın varlığını/yokluğunu algılamıyorsa buraya kontak spreyi/devre temizleyici gibi bir şey sıkabilirsiniz. Anahtarı çıkarttığınzda delik üstündeki kapakçık kapandığından ya ucu ince hortumlu spreylerden kullanın ya da başka bir şeyle ittirerek bu kapağı açın ki içeriye ulaşabilsin. Düzelmedi ise direksiyon arkasındaki kutuyu söküp anahtarı algılayan ve ona göre komut veren beyaz küçük soketimsi kutuya bağlı iki adet (benimkiler yeşil renkte) kablo göreceksiniz. Bu kabloları kontrol edebilirsiniz. Büyük ihtimalle bu iki kablo arasındaki bağlantı anahtarın metali ile kuruluyor. Hatta @aurora Can'ın guzusu da sürekli "anahtar takılı" olarak algılıyordu ve kapılar açılınca sesli ikaz çalışıyordu.
Bu sistemin birinci işleviydi ve sıkça görülen probleminin çözümüydü. Gelelim kapının açılmasıyla başlayan sesli uyarı sistemli ikinci adıma: Kontak anahtarı araç üstünde ve "off" konumunda iken veya anahtarı çıkardığınız halde farları açık unuttuysanız kapıyı açtığınızda uyarı sesi alırsınız. (Hemen belirteyim bu sistemin "anahtarı unuttun bro!" kısmı 97'lerde kaldırılmıştır, "anahtarı unutacak kadar da dalgın olma yuh artık, sen kapıyı da kilitlemezsin bu kafayla" demişler demek ki... "Farları açık unuttun!" kısmını kaldırmamışlar neyse ki akü masraflarını düşünmüşler...) Bu da sistemin hem kontak içindeki anahtar okuyucuya hem de ayrıca aracın sütunlarındaki şasi akımını tamamlayan switch'lere bağlı olduğunu gösterir. Bunun da temsili görseli şudur:
Sütunlardaki bu switch (bu kelimenin Türkçe'sini bulamadım yazması da zor gari) üstündeki vidalar zamanla gevşeyebiliyor, switch'lerin içleri oksitlenebiliyor ve kapıların açık olduğu komutu algılanmıyor. Bu durumda da vidayı söküp içini yine spreylerle temizleyebilir kablo bağlantılarını kontrol edebilirsiniz. Bu da olayın ikinci bakılacak kısmıydı.
Olayı yazarken yoruldum yeminlen, ufacık bir şey gibi görünen ayrıntılarla dolu bir sistem yapmış Japan emmiler.
Gelelim bana bu kadar şeyi öğreten kısma. Bütün bunları kontrol etmiş hatta en son kapı döşemelerini söküp tek tek akımları ölçmüş, düzelteyim derken tesisatın ağzını burnunu yamultmuş biri olarak yaşadığım tecrübemi ve şans eseri çözdüğüm problemimi aktarayım:
Cemşid'i aldığım günlerde dış kapıdaki anahtar deliği aydınlatmasına el atayım dedim. Oradaki küçük ampul zamanla suya maruz kaldığından ömrünü tamamlamış. Bu ampul öyle bir yere giriyor ki başka bir halojen ampul takmak namümkün, o ampulden bulmak da çok zor, böyle uzun ince bir şey ve dipsiz ampullerden. Japon amcalar da milimetrik işler yaptığı için başka bir ampul de yuvaya girmiyor. Hal böyle iken ben oraya bir led takayım demiştim. Yeşilinden hem de... Taktım da, güzel de oldu. Sonra fark ettim ki aradan zaman geçtikçe benim ne uyarılar çalışıyor ne de kontak aydınlatması yanıyor? Sonra izlemeye aldım, dediğim gibi döşemeleri söktüm kabloları izledim, nafile... Tam bu durumu kanıksayıp, unutmaya çalışırken bir gece yandığını fark ettim. Sonrası zamanlarda yine söndü. Hava aydınlık olsa bile her araca binişimde yanıyor mu yanmıyor mu diye kontrol ediyordum ki çoğu zaman yanmıyordu. Duygularımla oynayan bu sisteme kafayı takmıştım artık! Aydınlatma için taktığım ledi de söktüm, direksiyon arkasındaki kutuyu tekrar açıp ampulü değiştirdim fakat devamlılığı olan bir sonuç alamadım. Yandığı zamanlardaki iki sefer yağmur yağdığından, olayı suyla bağdaştırıp şasi'den kaynaklı bir problem olabileceğini bile düşündüm, şasi bağlantılarını kontrol ettim. @kadir ile bile görüşüp ona videosunu çektim, olmadı. En son bu aydınlatmayı parklara veya tavan lambasına (araya geciktirici koyarak) bağlamayı falan düşündüm ki yakın zamanda son çare olarak onu yapacaktım. Allah'tan bugün problemin kaynağını tesadüfen çözdüm.
Cemşid'e hafta içi uzaktan kumandalı anahtar şeysi almıştım ve sırf bu sistemi bozduğum düşüncesiyle kendim bağlamaktan korktum. Aklıma @domestos Veli Abi'nin "Mazda bozulmaz, bozulur" lafı geldi. Sanayide montaj işlemi yapılırken kilitçi usta amerikan park modülünü görünce "bunu kim bağladı?" diye sordu. Ben de kendimin bağladığını söyledim. Tebrik etti ve ben de aslında işlerin öyle olmadığını "bir yeri yaparken diğerini bozuyorum" gibisinden konuyu açtım, şakayla karışık. Aydınlatmayı ve uyarı sistemini bozduğumu ve yapılma ihtimaline değindim. O bile korktu, "kontak aydınlatması işi çok karışık, şurada beyin var oraya kadar tesisat kontrol edilmeli ve (direksiyon altındaki sigorta kutusu ve diğer kısımları göstererek) buraların hep açılması lazım, çok uğraştırıcı bir iş" diyerekten beni salladı açıkçası. Neyse ki ben mesajı almıştım ve hep direksiyonun arkasında/altında aradığım sistemin iç kısımdaki sigorta kutusunun arkasında olduğunu öğrenmiştim. Uzaktan kumanda montajı bittikten sonra ustaya "abi sen hiç toplama oraları, bırak açık kalsın ben başka bir şeyler yapacağım" dedim. O şekilde Tosun Usta'nın dükkanının önüne çektim guzuyu. Ya bu işi çözecektim ya da guzuyu satacaktım, o derece inat etmiştim yani? Aldım alet edevatı uzandım pedalların oraya. Öyle bir yer ki orası sadece el yordamıyla bir şeyler yapılabilir. Sigorta kutusunu sökmeden görmek mümkün değil, sökmek için de güven, özveri ve tecrübem de yok; fotoğrafını dahi çekemedim o yüzden. Ne var ne yok kontrol ettim elime ne geldiyse bızıkladım. Sonra o sırada dünyanın en güzel melodisi gibi gelen "dın dın dın" sesini duydum. "Evreka evreka" diye bağırdım yeminlen.
Sonuca gelirsem: Debriyaj pedalı yanındaki sigorta kutusunun arkasında (daha doğrusu arkasının sol tarafında) bulunan beyine giren birkaç soketten bir tanesi (büyük ihtimal ben bir önceki sahiplerden kalan modülleri sökerken) yarım olarak çıkmış. Yeri geldiğinde sarsıntıyla temas edip çalışması yeri geldiğinde çalışmaması da bu yüzdenmiş.
"Çözülemeyen problem yoktur, problemle uğraşmamış manyak vardır" deyimini de tekrar eder, hepinize sorunsuz çalışan "dın dın"lar dilerim. Bana katlandığınız için hepinize teşekkürler...