Güzel bilgiler, teşekkürler... Bizde dizel kültürü ve hafifletilmiş motor dilinden anlayan insanlar çok olmadığı için, kısa zamanda bu tarz motorlar ömrünü tamamlıyor, sonra başlıyor şehir efsaneleri...
Kompresyon Testi İle Sıkıştırma Oranı Arasındaki Fark
- Konbuyu başlatan Oğuzhan
- Başlangıç tarihi
-
- Etiketler
- kompresyon testi
Özkan bazı şeyleri çok güzel izah etmiş. Olayları verimlilik ve eksoz emisyonları bölümünden ele almış. Ben de diğer Mazda'ya özel bazı eklemeler yapayım.
Bildiğiniz gibi Mazda için sürüş keyfi çok önemli ve bunun en önemli parçalarından biri de motorun verdiği keyif. Bir motorun rafineliği, çalışma karakteri, sportif hissettirmesi, devir çevirebilme yeteneği ve tabi ki ses seviyesi ve bu sesin sportifliği Mazda için çok önemli. Ancak ilginçtir ki, bu unsurların hepsi de dizel motorların zayıf noktası olduğu için Mazda'nın yine kendine özel bazı teknikler geliştirmesi gerekiyordu.
Sizin de farkında olduğunuz gibi, Mazda'nın geliştirdiği Skyactiv dizel motorlar sınıflarının en sessiz, titreşimi düşük, benzinliye yakın devir çevirebilen, sportif ve gücü sunabildikleri devir bandı en geniş makinaları arasında değerlendiriliyor.
Mazda bu konuda benzinlide düşündüğünün tam tersi bir hareketle dizel makinanın sıkıştırma oranını 14:1'e düşürerek, çalışma yumuşaklığı sağladığı gibi, ses seviyesini indirdi, devir bandını genişletti ve tork sunumunu doğrusal bir hale getirerek, her viteste daha esnek bir sürüş sağladı.
Peki bu sıkıştırma oranının düşürülmesi bir performans kaybına sebep olmuyor mu? Tabi ki oluyor! Eğer bakarsanız Mazda dizel ünitelerinin birer güç ve tork canavarı olmadığı görülüyor. 2.2 lt dizelin en güçlü versiyonu 175 bg ve 420 nm. (yanlış hatırlamadıysam) BMW'nin 2.0 lt dizelinin en güçlüsü 218 bg ve 400 nm (yine yanlış değilsem)
Mazda yukarıda Özkan'ın da açıkladığı gibi bu kaybı yerine aracı hafifleterek koymaya çalışıyor. Düşen silindir içi basınç ile daha hafif motor yapılabiliyor. Bu aracın genel ağırlığını azalttığı gibi, dizel araçların en büyük problemi olan burun ağırlığını da azaltarak aracın ön/arka ağırlık dengesinin düzelmesine yardımcı oluyor. Böylece azalan burun ağırlığı ile daha direk ve hızlı yön değiştirebilen şasi ve direksiyon sistemleri üretilebiliyor.
Yani Mazda'nın Skyactiv dizeldeki ana hedefinin, sürüş keyfi için daha hafif burun, daha fazla devir çevirebilen makine, daha düşük vibrasyon, daha sportif ses gibi unsurlar olduğunu söylemek lazım. Buna bir de Dünya'nın en çevreci dizellerinden birisine ulaşılmış olduğunu da eklersek, başarı diyebiliriz bence...
Bildiğiniz gibi Mazda için sürüş keyfi çok önemli ve bunun en önemli parçalarından biri de motorun verdiği keyif. Bir motorun rafineliği, çalışma karakteri, sportif hissettirmesi, devir çevirebilme yeteneği ve tabi ki ses seviyesi ve bu sesin sportifliği Mazda için çok önemli. Ancak ilginçtir ki, bu unsurların hepsi de dizel motorların zayıf noktası olduğu için Mazda'nın yine kendine özel bazı teknikler geliştirmesi gerekiyordu.
Sizin de farkında olduğunuz gibi, Mazda'nın geliştirdiği Skyactiv dizel motorlar sınıflarının en sessiz, titreşimi düşük, benzinliye yakın devir çevirebilen, sportif ve gücü sunabildikleri devir bandı en geniş makinaları arasında değerlendiriliyor.
Mazda bu konuda benzinlide düşündüğünün tam tersi bir hareketle dizel makinanın sıkıştırma oranını 14:1'e düşürerek, çalışma yumuşaklığı sağladığı gibi, ses seviyesini indirdi, devir bandını genişletti ve tork sunumunu doğrusal bir hale getirerek, her viteste daha esnek bir sürüş sağladı.
Peki bu sıkıştırma oranının düşürülmesi bir performans kaybına sebep olmuyor mu? Tabi ki oluyor! Eğer bakarsanız Mazda dizel ünitelerinin birer güç ve tork canavarı olmadığı görülüyor. 2.2 lt dizelin en güçlü versiyonu 175 bg ve 420 nm. (yanlış hatırlamadıysam) BMW'nin 2.0 lt dizelinin en güçlüsü 218 bg ve 400 nm (yine yanlış değilsem)
Mazda yukarıda Özkan'ın da açıkladığı gibi bu kaybı yerine aracı hafifleterek koymaya çalışıyor. Düşen silindir içi basınç ile daha hafif motor yapılabiliyor. Bu aracın genel ağırlığını azalttığı gibi, dizel araçların en büyük problemi olan burun ağırlığını da azaltarak aracın ön/arka ağırlık dengesinin düzelmesine yardımcı oluyor. Böylece azalan burun ağırlığı ile daha direk ve hızlı yön değiştirebilen şasi ve direksiyon sistemleri üretilebiliyor.
Yani Mazda'nın Skyactiv dizeldeki ana hedefinin, sürüş keyfi için daha hafif burun, daha fazla devir çevirebilen makine, daha düşük vibrasyon, daha sportif ses gibi unsurlar olduğunu söylemek lazım. Buna bir de Dünya'nın en çevreci dizellerinden birisine ulaşılmış olduğunu da eklersek, başarı diyebiliriz bence...
Moderatörün son düzenlenenleri: