Uzun zamandır çeşitli forumlarda ve otomotiv magazininde kış lastiği mevzusu işlenir. Ben de okur bir kısmına hak verir, bir kısmını eleştiririm. Hep de isterin ki bu konuda bir iki ben de bir şeyler yazayım. Ancak son zamanlarda farkında olduğunuz gibi, aşırı yoğunluk beni mental olarak o kadar yordu ki, ne zaman klavyenin başına geçsem, uzun bir yazıya girişmeye cesaret edemeyip, geri çekildim.
Bugün uzun zamandır ertelediğim bu konuda bir şeyler yazmak istiyorum. Öğleden sonra TSE denetlememiz var, o saate kadar rahat görünüyorum.
Öncelikle sözlerime kış lastiğinin emniyet açısından gerekliliğini vurgulayarak başlamak istiyorum. Bir şeyi herkesin kabul etmesi lazım ki, çok ciddi bazı hava ve zemin koşullarında kış lastiğinin yerine hiçbir şey geçemez, en kaliteli awd (4x4) sistemi dahil olmak üzere.
Lastiğin yol tutuş karakterini etkileyen bazı unsurlar var. Hamurun yapısı, desen yapısı ve taban genişliği gibi. Aslında yol tutuş dinamizmi ve frenleme açısından yanak yapısı ve yüksekliğinin de etkileri var ama ben burada kış ve yaz koşullarına indirgeyerek yazmak istiyorum.
Sık sık reklamlarda ve uyarılarda duyduğunuz gibi bir +7 derece sınırından bahsedilir. Bu bilimsel olarak elde edilmiş bir veri olduğu için tartışmanın anlamı yok, bunu salt bir doğru olarak kabul edeceğiz. Bu sıcaklığın altında kış lastikleri daha etkili ve başarılı. Ancak bu tanıtım ve uyarılar bize emniyetli sürüş için bu sınırı söylemek haricinde çok önemli detayları vermiyorlar. Emniyetli sürüş için bu detayların da bilinmesi muhakkak gereklidir.
Lastik hamuru; Lastik hamuru formülasyonu her lastik üreticisine göre küçük farklar içermekle birlikte genellikle ortak elementler kullanılarak ve benzer amaçlarla üretilir. Lastik üreticisi ürettiği lastikteki hedef kitlesi, hedef araçlara göre farklı öncelikler ile bu hamurları şekillendirir. Örneğin orta sınıf bir araç modeli için ürettiğiniz bir lastikte önceliği ortalama hızlarda güvenlik ve ekonomi/uzun ömür olarak ele alırken, üst sınıf spor araçlar için öncelik çok yüksek performans altında güvenlik/ sportif keyif olarak ele alınabilir.
Genel anlamıyla yaz lastik hamuru daha sert bir hamurdur. Çünkü yazın hava sıcaklığının yüksekliği, asfaltın bu sıcaklıktan ciddi derece daha fazla olan ısı yüksekliği ve kullanım esnasındaki lastiğin sürtünmeden dolayı ısınması ile birlikte, lastiklerimiz sürekliye yakın olmak üzere çok yüksek ısılara maruz kalırlar. Bu hamuru öyle bir karışımla ve sertlikte yapmanız gerekir ki, çok değişken ve zaman zaman çok yüksek ısılarda hem ömrünü koruyabilsin, hem de aracın altında sakız gibi olmadan her ısıda yol tutuş ve frenaj emniyetini koruyabilsin.
Kış lastikleri ise üreticiler tarafından +7 derece altındaki sürüş koşulları önceliğiyle dizayn edilirler. Hamurlar da öncelikle bu ısı seviyesinin altındaki derecelerde iyi performans vermek için planlanır. Genel olarak daha yumuşak, daha elastik yapıdadırlar ve sertleşip, yol üzerine tutunamama durumları çok daha radikal düşük ısılarda ancak meydana gelebilir.
Desen; Bu konu uyarı ve reklamlarda pek yer verilmeyen bir konu. Halbu ki, kış boyunca ve yaz boyunca karşılaşacağımız zemin koşullarına özel bir desen de mevcut bu lastiklerde. Yaz lastiklerine dikkat ederseniz, desen bloklarının daha geniş olduğunu ve kılcal desen damarlarının daha az olduğunu fark edersiniz. Ve hatta UHP dediğimiz ultra yüksek performanslı lastiklerde ise blokların daha geniş, kılcal damarların yok ve su tahliye kanallarının da daha geniş olduğunu görürüz.
Kış lastiklerine geçtiğimizde ise, blokların dar, su kanallarının UHP lastiklere göre daha dar ama çok fazla sayıda kılcal damar mevcut olduğunu görürüz.
Genel üretim felsefesi, yaz lastiklerinin maruz kalacağı koşulların daha yüksek hızlarda asfalt sürüşlerinde, daha fazla yanal ve dikey sürtünme kuvvetlerine maruz kalacakları şeklindedir. Daha kuvvetli hızlanma ve frenajlar, virajlarda daha yüksek sürat vb. Bu koşullarda lastik bloklarının rijit kalabilmesi ve direksiyona, frene daha net ve etkili tepkiler verebilmesi sadece hamurun daha sert yapısı ile mümkün olmaz. Ayrıca daha güçlü ve daha dirayetli blok yapısı/dizaynı da gerektirir. Bu sebeple de, blok esnemelerine engel olmak için bloklar daha geniş, kalın ve dirayetli yapılır. Lastiğin hangi süratlerde seyahat etmesi planlandığına göre de, su tahliye kapasitesi dizayn edilir ve su kanalları da bunlara uygun olarak hesaplanır. UHP lastikler genel olarak daha yüksek performanslı otomobillerin altında daha yüksek hızlarda kullanılabileceği düşünüldüğünden, hamur yapısı daha yüksek ısılarda yapısını koruyacak şekilde ve desen yapısı da daha geniş, daha rijit bloklar ve daha geniş su kanalları şeklinde olur. Çünkü karşılaşılabilecek yaz/bahar yağmurlarında lastiğin su tahliye kapasitesinin de korunması lazımdır.
Kış lastiklerine gelince, bu lastikler ile genellikle daha soğuk havalarda ve daha zor zeminlerde daha düşük hızlarda kullanılacağı düşünüldüğünden (aslında kullanılması da zorunlu olduğundan) bu lastiklerdeki blok yapıları kılcal damarlarla doludur. Çünkü lastikle yaza göre daha fazla çamur, kar vb. kaygan zeminlerle karşılaşmak olasıdır. Bu tür koşullarda da sadece sertleşmeyecek yapıda bir hamur size yeterli olmaz. Bu kaygan ve hareketli zeminlere daha iyi tutunabilecek, mümkün olduğunca çok köşeli, tırnaklı bir desen yapısı da gerekir. Hele ki karlı zeminlerde bu karların bu kılcal desenlerin arasına dolarak, kara kar tutunmayı arttırdığı da söylenebilir.
Taban genişliği; Yol tutuş ve frenaj için yaz koşullarında da, kış koşullarında da en önemli şey, lastiklerimi ile zemin arasında ne kadar sürtünme kuvveti elde edebildiğimizdir. Ne kadar çok sürtünme kuvveti = o kadar iyi yol tutuş ve frenaj. Tabi bunun tüketime, performansa da etkileri var negatif ama konumuz bu değil burada…
Her ne kadar sürtünme kuvveti yere basan birim alan üzerine binen yük, yani ağırlık ile ilgili olsa da, lastik üretiminde kullanılan yenilikçi hamur ve desen yapıları ile bu konunun da üzerine çıkılabiliyor. Yani aynı araç üzerinde uygulanan aynı ölçüde lastiklerden birisi daha fazla sürtünmeyi, basit fizik kanunlarının yorumundan farklı düzeylere taşıyarak elde edebiliyor. Bu da dediğim gibi, lastiğin mühendisliği ve tasarımı ile ilgili bir durum.
Bu sebeple yaz koşullarında, örneğin 225 tabanlı kaliteli bir yaz lastiği, 205 tabanlı kaliteli bir yaz lastiğinden daha fazla sürtünmeyi size verebiliyor. (aynı araçta, aynı marka ve model lastik ile örneklem yapıyorum ve lastik ölçülerini de fabrika ölçülerinin üzerine ya da altında kullanmanızı tavsiye etmiyorum burada, yanlış anlaşılmasın) Bu da daha fazla yol tutuş ve daha iyi frenaj anlamına gelebiliyor. Her ne kadar lastiğin yere bastığı toplam alan üzerinde yere uygulanan ağırlık aynı kalsa da ve fizik bu durumda bize sürtünme kuvvetinde bir değişiklik olmayacağını dikte etse de, lastiğin fiziki tasarımı bu durumda fark yaratabiliyor. Bu paragrafta anlatmak istediğim budur özetle…
Kış lastiğine gelince, işin rengi değişiyor. Çünkü sürtünme koşulları zor ve düşük zeminlerde, birim başına ne kadar fazla ağırlık uygulayabilirseniz, yola sürtünmeniz o kadar artıyor. Bu bahsettiğim koşullar, kaygan ve karlı zeminler. Yani aynı örnekten gidersek, aynı araç üzerine uygulana aynı marka ve model lastiğin 205 tabanlı olanının yol tutuşu, 225 tabanlı olanından daha iyi duruma gelir, kar ve buz üzerinde.
Şimdi yukarıda bazı teknik konuları ve koşulları size izah etmeye çalıştım. Şimdi gelelim kış lastiği tanıtım ve uyarılarında sıklıkla verilmeyen ancak sürücülerin bilmesinin mutlak gerektiği detaylara.
1- Evet +7 derece altındaki ısılarda genel olarak kış lastikleri daha iyi tutuşa sahiptir. Ancak şu iyi bilinmelidir ki, bu +7 derece altındaki ısılarda seyahat ederken yaz lastiğiniz ile aynı süratte seyahat edebileceğiniz anlamına gelmez. Özellikle +7 derece altında ama kuru asfalt koşullarında sürüş yaparken, özellikle uzun sürüşlerde sürekli sürtünme, viraj, fren lastiklerini ısınır ve mevcut hava koşullarının üzerine çıkar ısıları. Hiç şaşırmamak gerekir ki, +5 derece bir havada, tamamen kuru asfaltta, 200 km yolu 100 km/h ile aldığınızda, yolun son anlarında ihtiyaç duyacağınız ani ve sert bir frende yaz lastiği daha iyi performans verebilir. Bunun sebebi, lastik ısısının bu sürüş esnasında kış lastiğinin en iyi performansı vereceği düzeyden çıkarak, yaz lastiği performans sınırlarına geçmesi olabilir. Bu durum zorlu kış koşulları yaşayan bölgelerimizde ve ülkelerde, örneğin Erzurum veya İsveç’de söz konusu olmayabilir, ancak örneğin İstanbul’da çok önemli bir konudur. Demek istediğim şu ki, kış lastiklerinizle hiçbir zaman yaz lastiğinizle sürdüğünüz süratlerde sürmemelisiniz. Çünkü İstanbul gibi bir şehirde, ortalama 100 gün kış günü olarak adlandırılabilirse eğer, bunun belki 20-30 günü salt kış lastiğinizin size daha fazla tutuş verebileceği gün olabilir. (tamamen tahmini bir veri)
2- Kış aylarında kış lastiğine geçmek elzem olduğu ve emniyetiniz için mutlak gerekli olduğu gibi, yaz aylarında ve hatta bahar aylarında da yaz lastiğine geçmek zorunludur sürüş emniyetiniz için. Sistemimiz garip işlediği için, kışın kış lastiği kontrolü yapılır ama yazın yaz lastiği kontrolü yapılmaz. Çünkü idare kış lastiği zorunluluğunu, yollar kapanmasın mantığında getirdiği, sürüş emniyetini 2. Planda gördüğü için, yazın kış lastiği ile seyahat etmenin de aynı derecede sürüş emniyet problemi yarattığını görmez!
Otomobil üreticileri her yeni versiyonda fren mesafesini 1-2 metre daha kısaltmak için mücadele verirken, temayüllere göre 35-36 metrenin altında 100 km/h hızdan durma noktasına ulaşan araçlar çok iyi ve 39-40 metre üzerinde duranlar ise kötü gibi görülürken (bir kural veya kanuna göre değil, otomotiv magazinindeki genel bakış açısına göre) yaz aylarında kış lastiği kullanıp, lastiklerin erken aşınmasına sebep olup, frenajı metrelerce uzatıp, yol tutuşu düşürmenin ne mantığı var? Bu da çok acil bir durma ihtiyacında ölümle yaşam arasındaki farktır ve eş düzeyde önemlidir.
3- 4 mevsim lastiği. 2012 yılında Karayolları kanununda yapılan değişiklikle kış lastiği zorunlu hale gelmiş ama sonrasında yapılan M+S eklemesiyle biraz eleştirilere uğramıştı. Beni tanıyanlar bilir, her zaman söyledim. Sürüş güvenliği ve hatta keyfi sizin için önemliyse her zaman koşullara en uygun lastiği tercih etmek lazım. 4 mevsim lastikler ne yazın yaz lastiği, ne de kışın kış lastiği performansı veremeyen, çok ortalama üretimler. Tek faydaları sene boyunca sök/tak yapılmaması ve lastik saklama derdi yok. Ancak emniyetiniz ve keyfiniz daha önemli değil mi?
Özet ve sonuçlar; Ben kış lastiği kullanımını kesinlikle öneriyorum. Kışın kış lastiği, yazın yaz lastiği kullanmak sürüş emniyetimizi yükseltecek ve keyif kaçıran olaylardan bizi koruyacaktır. Ancak aynı ölçüde bile olsa, kış lastiğiniz ile yaz lastiğiniz ile kullandığınız sürat ve performansta kullanamayacağınızı lütfen biliniz. Zaten lastiğiniz üzerindeki hız limitine bakarsanız, hız limitinin kış lastiklerinde daha düşük verildiğini göreceksiniz. Muhakkak kış lastiği kullanın, ama İstanbul gibi kışın bazen bahardan kalma günler yaşanan şehirlerde, o tip günlerde hem lastiğinizi hem kendinizi korumak adına temponuzu düşük tutun, havaya ve zemine aldanmayın.
Çok kaliteli bir yaz lastiği satın almak, aracınızda en yüksek tutuşu elde etmek demek değildir. Lastiğinizi aracınıza, sürüş tarzınıza ve yol koşullarınıza uygun seçin. Örneğin sürekli düşük hızda şehir içi kullanan, kısa mesafelerde süren biriyseniz, ekstra para verip UHP lastik almak sizin için daha fazla parayla, daha az performans almak anlamına gelebilir. Çünkü UHP lastikler daha yüksek ısılara dayanmak için üretildiği gibi, en iyi performanslarını da daha yüksek ısılarda verirler. Siz her gün 5 km ile işe dur-kalk gidiyorsanız, lastiğinizi hiçbir zaman en iyi performansı verecek ısıya çıkaramayabilirsiniz ve memnun olmayabilirsiniz. Bu durumda bir HP lastik sizde daha iyi sonuç verebilir. Bu UHP’nin daha düşük kalite bir lastik olmasından değil, sizin koşullarınıza uymamasından kaynaklanabilir…
Vs…vs…
Oh be! Yazdım ve bitirdim nihayet…
Bugün uzun zamandır ertelediğim bu konuda bir şeyler yazmak istiyorum. Öğleden sonra TSE denetlememiz var, o saate kadar rahat görünüyorum.
Öncelikle sözlerime kış lastiğinin emniyet açısından gerekliliğini vurgulayarak başlamak istiyorum. Bir şeyi herkesin kabul etmesi lazım ki, çok ciddi bazı hava ve zemin koşullarında kış lastiğinin yerine hiçbir şey geçemez, en kaliteli awd (4x4) sistemi dahil olmak üzere.
Lastiğin yol tutuş karakterini etkileyen bazı unsurlar var. Hamurun yapısı, desen yapısı ve taban genişliği gibi. Aslında yol tutuş dinamizmi ve frenleme açısından yanak yapısı ve yüksekliğinin de etkileri var ama ben burada kış ve yaz koşullarına indirgeyerek yazmak istiyorum.
Sık sık reklamlarda ve uyarılarda duyduğunuz gibi bir +7 derece sınırından bahsedilir. Bu bilimsel olarak elde edilmiş bir veri olduğu için tartışmanın anlamı yok, bunu salt bir doğru olarak kabul edeceğiz. Bu sıcaklığın altında kış lastikleri daha etkili ve başarılı. Ancak bu tanıtım ve uyarılar bize emniyetli sürüş için bu sınırı söylemek haricinde çok önemli detayları vermiyorlar. Emniyetli sürüş için bu detayların da bilinmesi muhakkak gereklidir.
Lastik hamuru; Lastik hamuru formülasyonu her lastik üreticisine göre küçük farklar içermekle birlikte genellikle ortak elementler kullanılarak ve benzer amaçlarla üretilir. Lastik üreticisi ürettiği lastikteki hedef kitlesi, hedef araçlara göre farklı öncelikler ile bu hamurları şekillendirir. Örneğin orta sınıf bir araç modeli için ürettiğiniz bir lastikte önceliği ortalama hızlarda güvenlik ve ekonomi/uzun ömür olarak ele alırken, üst sınıf spor araçlar için öncelik çok yüksek performans altında güvenlik/ sportif keyif olarak ele alınabilir.
Genel anlamıyla yaz lastik hamuru daha sert bir hamurdur. Çünkü yazın hava sıcaklığının yüksekliği, asfaltın bu sıcaklıktan ciddi derece daha fazla olan ısı yüksekliği ve kullanım esnasındaki lastiğin sürtünmeden dolayı ısınması ile birlikte, lastiklerimiz sürekliye yakın olmak üzere çok yüksek ısılara maruz kalırlar. Bu hamuru öyle bir karışımla ve sertlikte yapmanız gerekir ki, çok değişken ve zaman zaman çok yüksek ısılarda hem ömrünü koruyabilsin, hem de aracın altında sakız gibi olmadan her ısıda yol tutuş ve frenaj emniyetini koruyabilsin.
Kış lastikleri ise üreticiler tarafından +7 derece altındaki sürüş koşulları önceliğiyle dizayn edilirler. Hamurlar da öncelikle bu ısı seviyesinin altındaki derecelerde iyi performans vermek için planlanır. Genel olarak daha yumuşak, daha elastik yapıdadırlar ve sertleşip, yol üzerine tutunamama durumları çok daha radikal düşük ısılarda ancak meydana gelebilir.
Desen; Bu konu uyarı ve reklamlarda pek yer verilmeyen bir konu. Halbu ki, kış boyunca ve yaz boyunca karşılaşacağımız zemin koşullarına özel bir desen de mevcut bu lastiklerde. Yaz lastiklerine dikkat ederseniz, desen bloklarının daha geniş olduğunu ve kılcal desen damarlarının daha az olduğunu fark edersiniz. Ve hatta UHP dediğimiz ultra yüksek performanslı lastiklerde ise blokların daha geniş, kılcal damarların yok ve su tahliye kanallarının da daha geniş olduğunu görürüz.
Kış lastiklerine geçtiğimizde ise, blokların dar, su kanallarının UHP lastiklere göre daha dar ama çok fazla sayıda kılcal damar mevcut olduğunu görürüz.
Genel üretim felsefesi, yaz lastiklerinin maruz kalacağı koşulların daha yüksek hızlarda asfalt sürüşlerinde, daha fazla yanal ve dikey sürtünme kuvvetlerine maruz kalacakları şeklindedir. Daha kuvvetli hızlanma ve frenajlar, virajlarda daha yüksek sürat vb. Bu koşullarda lastik bloklarının rijit kalabilmesi ve direksiyona, frene daha net ve etkili tepkiler verebilmesi sadece hamurun daha sert yapısı ile mümkün olmaz. Ayrıca daha güçlü ve daha dirayetli blok yapısı/dizaynı da gerektirir. Bu sebeple de, blok esnemelerine engel olmak için bloklar daha geniş, kalın ve dirayetli yapılır. Lastiğin hangi süratlerde seyahat etmesi planlandığına göre de, su tahliye kapasitesi dizayn edilir ve su kanalları da bunlara uygun olarak hesaplanır. UHP lastikler genel olarak daha yüksek performanslı otomobillerin altında daha yüksek hızlarda kullanılabileceği düşünüldüğünden, hamur yapısı daha yüksek ısılarda yapısını koruyacak şekilde ve desen yapısı da daha geniş, daha rijit bloklar ve daha geniş su kanalları şeklinde olur. Çünkü karşılaşılabilecek yaz/bahar yağmurlarında lastiğin su tahliye kapasitesinin de korunması lazımdır.
Kış lastiklerine gelince, bu lastikler ile genellikle daha soğuk havalarda ve daha zor zeminlerde daha düşük hızlarda kullanılacağı düşünüldüğünden (aslında kullanılması da zorunlu olduğundan) bu lastiklerdeki blok yapıları kılcal damarlarla doludur. Çünkü lastikle yaza göre daha fazla çamur, kar vb. kaygan zeminlerle karşılaşmak olasıdır. Bu tür koşullarda da sadece sertleşmeyecek yapıda bir hamur size yeterli olmaz. Bu kaygan ve hareketli zeminlere daha iyi tutunabilecek, mümkün olduğunca çok köşeli, tırnaklı bir desen yapısı da gerekir. Hele ki karlı zeminlerde bu karların bu kılcal desenlerin arasına dolarak, kara kar tutunmayı arttırdığı da söylenebilir.
Taban genişliği; Yol tutuş ve frenaj için yaz koşullarında da, kış koşullarında da en önemli şey, lastiklerimi ile zemin arasında ne kadar sürtünme kuvveti elde edebildiğimizdir. Ne kadar çok sürtünme kuvveti = o kadar iyi yol tutuş ve frenaj. Tabi bunun tüketime, performansa da etkileri var negatif ama konumuz bu değil burada…
Her ne kadar sürtünme kuvveti yere basan birim alan üzerine binen yük, yani ağırlık ile ilgili olsa da, lastik üretiminde kullanılan yenilikçi hamur ve desen yapıları ile bu konunun da üzerine çıkılabiliyor. Yani aynı araç üzerinde uygulanan aynı ölçüde lastiklerden birisi daha fazla sürtünmeyi, basit fizik kanunlarının yorumundan farklı düzeylere taşıyarak elde edebiliyor. Bu da dediğim gibi, lastiğin mühendisliği ve tasarımı ile ilgili bir durum.
Bu sebeple yaz koşullarında, örneğin 225 tabanlı kaliteli bir yaz lastiği, 205 tabanlı kaliteli bir yaz lastiğinden daha fazla sürtünmeyi size verebiliyor. (aynı araçta, aynı marka ve model lastik ile örneklem yapıyorum ve lastik ölçülerini de fabrika ölçülerinin üzerine ya da altında kullanmanızı tavsiye etmiyorum burada, yanlış anlaşılmasın) Bu da daha fazla yol tutuş ve daha iyi frenaj anlamına gelebiliyor. Her ne kadar lastiğin yere bastığı toplam alan üzerinde yere uygulanan ağırlık aynı kalsa da ve fizik bu durumda bize sürtünme kuvvetinde bir değişiklik olmayacağını dikte etse de, lastiğin fiziki tasarımı bu durumda fark yaratabiliyor. Bu paragrafta anlatmak istediğim budur özetle…
Kış lastiğine gelince, işin rengi değişiyor. Çünkü sürtünme koşulları zor ve düşük zeminlerde, birim başına ne kadar fazla ağırlık uygulayabilirseniz, yola sürtünmeniz o kadar artıyor. Bu bahsettiğim koşullar, kaygan ve karlı zeminler. Yani aynı örnekten gidersek, aynı araç üzerine uygulana aynı marka ve model lastiğin 205 tabanlı olanının yol tutuşu, 225 tabanlı olanından daha iyi duruma gelir, kar ve buz üzerinde.
Şimdi yukarıda bazı teknik konuları ve koşulları size izah etmeye çalıştım. Şimdi gelelim kış lastiği tanıtım ve uyarılarında sıklıkla verilmeyen ancak sürücülerin bilmesinin mutlak gerektiği detaylara.
1- Evet +7 derece altındaki ısılarda genel olarak kış lastikleri daha iyi tutuşa sahiptir. Ancak şu iyi bilinmelidir ki, bu +7 derece altındaki ısılarda seyahat ederken yaz lastiğiniz ile aynı süratte seyahat edebileceğiniz anlamına gelmez. Özellikle +7 derece altında ama kuru asfalt koşullarında sürüş yaparken, özellikle uzun sürüşlerde sürekli sürtünme, viraj, fren lastiklerini ısınır ve mevcut hava koşullarının üzerine çıkar ısıları. Hiç şaşırmamak gerekir ki, +5 derece bir havada, tamamen kuru asfaltta, 200 km yolu 100 km/h ile aldığınızda, yolun son anlarında ihtiyaç duyacağınız ani ve sert bir frende yaz lastiği daha iyi performans verebilir. Bunun sebebi, lastik ısısının bu sürüş esnasında kış lastiğinin en iyi performansı vereceği düzeyden çıkarak, yaz lastiği performans sınırlarına geçmesi olabilir. Bu durum zorlu kış koşulları yaşayan bölgelerimizde ve ülkelerde, örneğin Erzurum veya İsveç’de söz konusu olmayabilir, ancak örneğin İstanbul’da çok önemli bir konudur. Demek istediğim şu ki, kış lastiklerinizle hiçbir zaman yaz lastiğinizle sürdüğünüz süratlerde sürmemelisiniz. Çünkü İstanbul gibi bir şehirde, ortalama 100 gün kış günü olarak adlandırılabilirse eğer, bunun belki 20-30 günü salt kış lastiğinizin size daha fazla tutuş verebileceği gün olabilir. (tamamen tahmini bir veri)
2- Kış aylarında kış lastiğine geçmek elzem olduğu ve emniyetiniz için mutlak gerekli olduğu gibi, yaz aylarında ve hatta bahar aylarında da yaz lastiğine geçmek zorunludur sürüş emniyetiniz için. Sistemimiz garip işlediği için, kışın kış lastiği kontrolü yapılır ama yazın yaz lastiği kontrolü yapılmaz. Çünkü idare kış lastiği zorunluluğunu, yollar kapanmasın mantığında getirdiği, sürüş emniyetini 2. Planda gördüğü için, yazın kış lastiği ile seyahat etmenin de aynı derecede sürüş emniyet problemi yarattığını görmez!
Otomobil üreticileri her yeni versiyonda fren mesafesini 1-2 metre daha kısaltmak için mücadele verirken, temayüllere göre 35-36 metrenin altında 100 km/h hızdan durma noktasına ulaşan araçlar çok iyi ve 39-40 metre üzerinde duranlar ise kötü gibi görülürken (bir kural veya kanuna göre değil, otomotiv magazinindeki genel bakış açısına göre) yaz aylarında kış lastiği kullanıp, lastiklerin erken aşınmasına sebep olup, frenajı metrelerce uzatıp, yol tutuşu düşürmenin ne mantığı var? Bu da çok acil bir durma ihtiyacında ölümle yaşam arasındaki farktır ve eş düzeyde önemlidir.
3- 4 mevsim lastiği. 2012 yılında Karayolları kanununda yapılan değişiklikle kış lastiği zorunlu hale gelmiş ama sonrasında yapılan M+S eklemesiyle biraz eleştirilere uğramıştı. Beni tanıyanlar bilir, her zaman söyledim. Sürüş güvenliği ve hatta keyfi sizin için önemliyse her zaman koşullara en uygun lastiği tercih etmek lazım. 4 mevsim lastikler ne yazın yaz lastiği, ne de kışın kış lastiği performansı veremeyen, çok ortalama üretimler. Tek faydaları sene boyunca sök/tak yapılmaması ve lastik saklama derdi yok. Ancak emniyetiniz ve keyfiniz daha önemli değil mi?
Özet ve sonuçlar; Ben kış lastiği kullanımını kesinlikle öneriyorum. Kışın kış lastiği, yazın yaz lastiği kullanmak sürüş emniyetimizi yükseltecek ve keyif kaçıran olaylardan bizi koruyacaktır. Ancak aynı ölçüde bile olsa, kış lastiğiniz ile yaz lastiğiniz ile kullandığınız sürat ve performansta kullanamayacağınızı lütfen biliniz. Zaten lastiğiniz üzerindeki hız limitine bakarsanız, hız limitinin kış lastiklerinde daha düşük verildiğini göreceksiniz. Muhakkak kış lastiği kullanın, ama İstanbul gibi kışın bazen bahardan kalma günler yaşanan şehirlerde, o tip günlerde hem lastiğinizi hem kendinizi korumak adına temponuzu düşük tutun, havaya ve zemine aldanmayın.
Çok kaliteli bir yaz lastiği satın almak, aracınızda en yüksek tutuşu elde etmek demek değildir. Lastiğinizi aracınıza, sürüş tarzınıza ve yol koşullarınıza uygun seçin. Örneğin sürekli düşük hızda şehir içi kullanan, kısa mesafelerde süren biriyseniz, ekstra para verip UHP lastik almak sizin için daha fazla parayla, daha az performans almak anlamına gelebilir. Çünkü UHP lastikler daha yüksek ısılara dayanmak için üretildiği gibi, en iyi performanslarını da daha yüksek ısılarda verirler. Siz her gün 5 km ile işe dur-kalk gidiyorsanız, lastiğinizi hiçbir zaman en iyi performansı verecek ısıya çıkaramayabilirsiniz ve memnun olmayabilirsiniz. Bu durumda bir HP lastik sizde daha iyi sonuç verebilir. Bu UHP’nin daha düşük kalite bir lastik olmasından değil, sizin koşullarınıza uymamasından kaynaklanabilir…
Vs…vs…
Oh be! Yazdım ve bitirdim nihayet…