Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Infiniti Q30 1.6T Sport İncelemesi (mtutun farkıyla)
Bu arada mazdagaraj forumu ve yönetimine de Infiniti Q30 araç sahiplerine de ev sahipliği yaptıkları ve şaşırtıcı şekilde bu araçla ilgili internet ortamında bulunabilecek en detaylı bilgileri içerdiği için teşekkür ediyorum. Ben bu yazıyı yazarken 1.350 civarında görüntülenmişti bu konu...
Bu arada mazdagaraj forumu ve yönetimine de Infiniti Q30 araç sahiplerine de ev sahipliği yaptıkları ve şaşırtıcı şekilde bu araçla ilgili internet ortamında bulunabilecek en detaylı bilgileri içerdiği için teşekkür ediyorum. Ben bu yazıyı yazarken 1.350 civarında görüntülenmişti bu konu...
Bu arada mazdagaraj forumu ve yönetimine de Infiniti Q30 araç sahiplerine de ev sahipliği yaptıkları ve şaşırtıcı şekilde bu araçla ilgili internet ortamında bulunabilecek en detaylı bilgileri içerdiği için teşekkür ediyorum. Ben bu yazıyı yazarken 1.350 civarında görüntülenmişti bu konu...
Bu arada mazdagaraj forumu ve yönetimine de Infiniti Q30 araç sahiplerine de ev sahipliği yaptıkları ve şaşırtıcı şekilde bu araçla ilgili internet ortamında bulunabilecek en detaylı bilgileri içerdiği için teşekkür ediyorum. Ben bu yazıyı yazarken 1.350 civarında görüntülenmişti bu konu...
Bu durum doğrudan seninle ilgili abi, bizler de sonsuz teşekkürlerimizi; engin tecrübe ve bilgilerini şahsına münhasır bakış açısıyla aktardığın için sunuyoruz, iyi ki varsın.
İki aracın boy farkı 13 cm CX-5 lehine, en farkı 3,5 cm CX-5 lehine, yüksekliğe zaten girmiyorum aynı sınıf değiller bu konuda, dingil mesafeleri ise aynı 2,70 m.
Ancak CX-5 her ne kadar sportif ayarlı bir SUV olsa da, dizaynı yapılırken fonksiyonel olması da düşünülmüş. Bu sebeple iç mekan ve bagaj gayet güzel hacmen. Q30 ise İngilizlerin Style over Function dedikleri türden bir dizayn. Yani Fonksiyondan önce Sitil!
Bu sebeple iç mekan ve bagaj CX-5 ile kıyaslanamaz. Buna rağmen baş mesafesi hariç ön koltuklar aynı hacmi sunuyor. Arka koltuklarda ise omuz ve diz mesafesinde ciddi fark var.
Bagaj hacmi CX-5'te 500 litrenin biraz üstüyken, Q30'da ancak Mazda 3 HB ayarında 370 litre bagaj var.
Infiniti Q30 için C segmenti Crossover demek daha doğru iken, CX-5 için C segmenti SUV tanımı uyumlu olur.
Bu arada Q30 odd listelerinde D segmenti olarak görünüyor ama ben buna katılamıyorum.
Ben aracı Mart 2018'de aldığımda 9.070 km idi. 155.000-TL rakamla satın aldım. Halen 10.500 km'de. Normalde yılda 10.000 km civarında yaparım ama bu 3 ay biraz iş yoğunluğundan daha az kullanabildim.
Navigasyonlu modellerde yol bilgisayarı ekranı çözünürlüğünün farklı olduğunu bilmiyordum. Hız ve Devir göstergeleri arasındaki ekranı söylüyorsunuz değil mi? Bendeki klasik Mercedes yol bilgisayarı ekranı, gayet yüksek çözünürlüklü. Yukarıda resmini vermiştim zaten. Sizin ki bundan farklı o zaman... Resmini koyarsanız sevinirim.
Lastik basınç uyarı sistemi belli toleranslar içinde çalışır. Her araçta böyle bu durum. Bu toleranslar da çok az değil doğrusu. Çünkü hava sıcaklığı ve sürüş sürati, uzunluğuna göre lastik basıncı çok değişir. Örneğin havanın 25 C olduğu bir gün 220 Kpa (32 psa) ile başlayıp, bir sonraki gün 15 C olursa 210 Kpa ile başlayabilirsiniz. Veya sürüş esnasında 240 Kpa değere ulaşılabilir. Demek istediğim toleranslar çok az olsa, soğukça bir sabah size hemen uyarı verirdi. Size ve bu sistem mevcut olan tüm arkadaşlara tavsiyem; lastik havalarını ayarlarken;
1- Mutlaka 4 lastiği birden kontrol edip, üreticinin verdiği değerlere göre ayarlasınlar.
2- Mutlaka lastikler soğukken, yani ortam sıcaklığındayken ayarlasınlar. Uzun süreli sürüşlerden sonra veya güneşin altında beklemiş şekilde ayar yapmasınlar.
3- TPMS sistemini tüm lastikleri doğru şartlarda ve üreticinin değerine getirince reset etsinler.
Garip bir şey söyleyeceğim, benim kullandığım tüm premiumlarda trim sesi yüksekti. 2 Farklı jenerasyon BMW 5 serisi, 3 serisi, Mercedes C180 ve Infiniti, hepsi aynı. Bunların arasında yine hakkını yemeyelim, en düşük C180'di.
Ancak bahsettiğiniz kapılardan gelen esnemeler sırasındaki tıkırtı sesleri ise, bu tam bir premium hastalığıdır. Yol sesini kesmek adına kullanılan ekstra keçe benzeri malzeme zamanla kayganlığını yitiren boya yüzeyi ile münasebetinde bu tip sesler çıkarıyor. Ayrıca orta direk üzerindeki parlak kaplama da bu sese katkı veriyor. Daha yumuşak ve hassas kapı fitillerini de sayalım. Bunun çaresi BMW'nin izole etmek olarak adlandırdığı, temas edilen boya yüzeyinde oluşan toz, reçine vb temizleyip, cila yapmak ve kapı lastiklerini de özel bakım ürünleri kullanarak yumuşak tutmak. Infiniti servisinin bu konuda tecrübesi var mı bilmiyorum ama bir gittiğinizde sorabilirsiniz. Ben aracımı her yıkamada özel Sonax yumaşatıcı bakım kremi ile kapı fitillerinin bakımını yaptırıyorum. Örnek resmi aşağıdaki linkten bakabilirsiniz.
Bunun haricinde araçta sizin halledebileceğiniz veya servise yaptırabileceğiniz bazı ses kesme işlemleri var. Bunlar dışındakiler ise gayet doğal bizim yollarda, kafaya takmamak lazım. Jantların 19' ve lastik yanaklarının 45 olmasının, ayrıca da Run Flat lastik kullanılmasının da oluşan vibrasyon kaynaklı seslerde katkısı mutlaka var. 18' ve normal lastikli modeller ciddi daha sessiz ve konforlu ama Sport'un agresif görüntüsüne sahip değiller.
Aracın 19' jantlı olması tüketimi bir miktar artırır, zaten İngiltere sitesi 18 ve 19 jantlar için ayrı tüketim veriyor. Diğer yandan araç C segmenti olmasına rağmen benim D segmenti BMW 3 serisi aracımdan daha ağır, bu da tüketimi arttıran bir faktör. Yerden yüksek yapı (normal binek araçlar 12-15 cm arası iken bizim araçlar 17 cm) tüketimi arttırır.
Verdiğiniz tüketim değerlerinden çok ciddi şehir içi trafikte kullandığınızı anlıyorum. Küçük turbo motorlar uzun yolda seyahatte sürekli en verimli hallerinde çalıştıkları halde, şehir içi dur/kalk trafikte ise tam tersi bir durum oluyor. Bu konu ile ilgili bir yazım vardı, aşağıdaki linkte görebilirsiniz;
Benim de çok yoğun İstanbul trafiğine girdiğimde o sürüşe özel tüketimim 12 litre civarına gelebiliyor ama genel ortalamam 9 litrenin biraz üzeridir şu an için. Yarı şehir içi yarı açık trafik gibi...
Vites geçişlerinde Sport'u ben de kullanmıyorum, çünkü gerçekten çok üst devirleri kullanıyor. Ben sürekli Eco kullanıyorum. Eco modunda ekonomik gaz pedalı yönetimi ile kullandığınızda, vitesler normal devirde değişiyor ve motor düşük devirlerde seyrediyor. Bu durumda motor yok gibi. Ancak gaz pedalına biraz fazla bastığınızda Eco modda bile yüksek devirleri tercih ediyor, bu esnada da motor sesi normale göre yükseliyor. Normale göre diyorum, çünkü ben BMW araçtan geçtim, aynı devirlerde onda motor sesi daha yüksekti.
Bose ses sistemi fena değil ama ancak bu kadar. BMW ve Mercedes standart ses sistemleri bile çok zayıf kalırken (bana göre) Bose'nin standart olması iyi geldi. Ama fazla bir beklenti içine girmemek lazım. Mercedes ve BMW'nin bu sınıfta kullandıkları Harman Kardon'dan çok farklı değil, bir tık aşağıda. Bununla ilgili yazımı da aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz;
Bose'nin ayarları ise tamamen kişisel zevke ve dinlenilen müziğin türüne göre değişir. Ama genel anlamda ben bass/tiz veya eko ayarlarını çok abartılı seviyelerde ayarlamam. Ancak Bose'de otomatik eko olduğu ve size sadece bass/tiz verildiği için ayar imkanları çok sınırlı. Üstelik bir de gariplik var, maksimum ses ayarı da benzerlerine göre düşük. Bu sebeple ben tizi maksimum, F/R ortada, L/R ortada, sürücüye odaklı ses konumlandırmasını default olarak kullanıyorum. Ayrıca normalde Mazda CX-5 aracımda tercih etmediğim Centerpoint uygulamasını da on konumunda bırakıyorum. Ve bu ayarlar default iken, ben müziğin kayıt durumuna göre bass ayarını her dinlediğim dosya veya CD'ye özel yapıyorum.
Eğer daha düşük ses düzeylerinde dinlemeyi seviyorsanız, tizi de biraz aşağı alıp, parçanın özelliğine göre bass'ı belirlemek iyi olur.
Bizdeki sistem sadece şerit takip uyarı sistemi. Yani şerit takip yardımcısı (direksiyona müdahale edebilen sistem) yok. Sistem açıksa ve siz sinyal vermeden şerit değiştiriyorsanız, direksiyonu titreterek sizi uyarıyor.
Tekrar merhaba, navigasyon olmayan Q30 araçlarda yol bilgisayarı ekranı bu şekilde, hız ve devir göstergleri arasındaki ekran siyah beyaz ve şerit takip logosu mevcut değil..
Tekrar merhaba, navigasyon olmayan Q30 araçlarda yol bilgisayarı ekranı bu şekilde, hız ve devir göstergleri arasındaki ekran siyah beyaz ve şerit takip logosu mevcut değil..
Mustafa Bey Merhaba, Foruma yeni üye oldum ama 2006 forester sahibi ve şu an yeni kasa forester ile cx5 arasında tercih yapmak konumundaki birisi olarak yazılarınızdan çokça faydalandım. Araç seçimi yaparken güvenlik unsurunu en başta dikkate almaktayım ve bildiğim kadarıyla sizin de tercihlerinizde bu durum geçerli. Yukarıda belirttiğim iki araç arasında tercih yaparken yeni kasa foresterın bir adım önde olmasında temel gerekçem de güvenlik için çok önemli olduğunu düşündüğüm görüş açıları yani kısaca "göremediğin bir tehlikeden kaçamazsın" düşüncesi. Halen de başka araçları kullandığımda aracımın bu konudaki üstünlüğünü çok bariz bir şekilde görmekteyim ki yine yanlış bilmiyorsam görüş açıları konusunda subarudan daha iyi bir marka yok. Öncelikle hayırlı uğurlu olsun dediğim yeni aracınızın fotoğraflarına baktığımda ise görüş açılarının iyi olmasının pek mümkün olmadığı izlenimi edindim. Acaba bu konuya ben gerekenden fazla mi önem veriyorum? Görüşlerinizi paylaşırsanız belki yeni aracıma karar verirken yelpazeyi daha geniş tutabilirim. Yanıtınız için şimdiden teşekkür ederim vede saygılarımı sunarım.
Öncelikle foruma hoş geldiniz. Görüş açıları ile ilgili çok önemli bir konuya çok doğru ifadelerle temas etmişsiniz. Aynen katılıyorum, iyi görüş açıları hem yüksek hızda hem de düşük hızdaki kazaları önlemede sürücüye en büyük yardımcıdır. Bu sebeple tercihinizi de doğru buluyorum.
Subaru görüş açılarının iyiliği konusunda fenomen bir marka ve her sınıfta hemen hemen en iyi görüş açılarından birine sahip oluyorlar.
Son dönemlerde gerek farklılaşmak, ilginç dizaynlar yapmak ve tercih edilmek sebebiyle gerekse hava sürtünme katsayısını düşürmek ve çarpışma testlerinden daha iyi sonuçlar almak maksatlı görüş açılarının ikincil önemde kalma durumu var. İnfiniti Q30'da da bu durum mevcut. Aracın aynı platformda ortak üretildiği ve dizaynın esas sahibi olan model öyle olunca, zaten şansı da yok.
Bu kayıpları da üreticiler bazı teknolojik oyuncaklarla telafi etmeye çalışıyorlar. 360 derece görüş sistemi, otomatik park sistemi, ICC akıllı hız kontrol ve limitleme, AEB otomatik frenleme, kör nokta uyarı sistemi, hem ön hem arka yaya ve hareketli nesne algılama uyarı ve fren sistemi vb uzayıp gidiyor.
Gerek CX-5 gerekse Forester, her ikisi de ultra güvenli araçlar. Benim söylememe gerek yok, zaten testlerle ispatlanmış durumda. Ancak önceliğiniz görüş açıları ise ve aracınızdan da memnunsanız Forester'ın öne çıkması doğal. Forester ile ilgili eleştirdiğim tek nokta CVT şanzımanın kullanım hissi. Bu da sorun teşkil etmiyorsa çok güzel bir tercih.
Yeni Forester gelmek üzere olmalı. Dış mekanda değişiklikler o kadar az ki, neredeyse yeni model değil de ikinci makyajı yapmışlar gibi. İç mekanda ise kalitede güzel ilerleme var ve yeni XV ile aynı iç mekan denilebilir küçük değişiklikler hariç...
Forester ve CX-5 gibi geniş araçlar konu olunca, önceliğiniz de görüş açıları olunca size Q30 tavsiye edemem. Bu sebeple seçim yapmakta olduğunuz modeller gayet yerinde diyebilirim, şimdiden hayırlı olsun.
Mustafa Bey Merhaba, Foruma yeni üye oldum ama 2006 forester sahibi ve şu an yeni kasa forester ile cx5 arasında tercih yapmak konumundaki birisi olarak yazılarınızdan çokça faydalandım. Araç seçimi yaparken güvenlik unsurunu en başta dikkate almaktayım ve bildiğim kadarıyla sizin de tercihlerinizde bu durum geçerli. Yukarıda belirttiğim iki araç arasında tercih yaparken yeni kasa foresterın bir adım önde olmasında temel gerekçem de güvenlik için çok önemli olduğunu düşündüğüm görüş açıları yani kısaca "göremediğin bir tehlikeden kaçamazsın" düşüncesi. Halen de başka araçları kullandığımda aracımın bu konudaki üstünlüğünü çok bariz bir şekilde görmekteyim ki yine yanlış bilmiyorsam görüş açıları konusunda subarudan daha iyi bir marka yok. Öncelikle hayırlı uğurlu olsun dediğim yeni aracınızın fotoğraflarına baktığımda ise görüş açılarının iyi olmasının pek mümkün olmadığı izlenimi edindim. Acaba bu konuya ben gerekenden fazla mi önem veriyorum? Görüşlerinizi paylaşırsanız belki yeni aracıma karar verirken yelpazeyi daha geniş tutabilirim. Yanıtınız için şimdiden teşekkür ederim vede saygılarımı sunarım.
Öncelikle foruma hoş geldiniz. Görüş açıları ile ilgili çok önemli bir konuya çok doğru ifadelerle temas etmişsiniz. Aynen katılıyorum, iyi görüş açıları hem yüksek hızda hem de düşük hızdaki kazaları önlemede sürücüye en büyük yardımcıdır. Bu sebeple tercihinizi de doğru buluyorum.
Subaru görüş açılarının iyiliği konusunda fenomen bir marka ve her sınıfta hemen hemen en iyi görüş açılarından birine sahip oluyorlar.
Son dönemlerde gerek farklılaşmak, ilginç dizaynlar yapmak ve tercih edilmek sebebiyle gerekse hava sürtünme katsayısını düşürmek ve çarpışma testlerinden daha iyi sonuçlar almak maksatlı görüş açılarının ikincil önemde kalma durumu var. İnfiniti Q30'da da bu durum mevcut. Aracın aynı platformda ortak üretildiği ve dizaynın esas sahibi olan model öyle olunca, zaten şansı da yok.
Bu kayıpları da üreticiler bazı teknolojik oyuncaklarla telafi etmeye çalışıyorlar. 360 derece görüş sistemi, otomatik park sistemi, ICC akıllı hız kontrol ve limitleme, AEB otomatik frenleme, kör nokta uyarı sistemi, hem ön hem arka yaya ve hareketli nesne algılama uyarı ve fren sistemi vb uzayıp gidiyor.
Gerek CX-5 gerekse Forester, her ikisi de ultra güvenli araçlar. Benim söylememe gerek yok, zaten testlerle ispatlanmış durumda. Ancak önceliğiniz görüş açıları ise ve aracınızdan da memnunsanız Forester'ın öne çıkması doğal. Forester ile ilgili eleştirdiğim tek nokta CVT şanzımanın kullanım hissi. Bu da sorun teşkil etmiyorsa çok güzel bir tercih.
Yeni Forester gelmek üzere olmalı. Dış mekanda değişiklikler o kadar az ki, neredeyse yeni model değil de ikinci makyajı yapmışlar gibi. İç mekanda ise kalitede güzel ilerleme var ve yeni XV ile aynı iç mekan denilebilir küçük değişiklikler hariç...
Forester ve CX-5 gibi geniş araçlar konu olunca, önceliğiniz de görüş açıları olunca size Q30 tavsiye edemem. Bu sebeple seçim yapmakta olduğunuz modeller gayet yerinde diyebilirim, şimdiden hayırlı olsun.
Hoş bulduk üstat. Her zamanki gibi açık, net, eksiği yok fazlası var cevabınız için teşekkür ederim. Otomobil vede özellikle subaru, mazda söz konusu olunca sayenizde sorular cevapsız kalmıyor. Saygılar.....
Otomobil Dünyasında hiçbir şey gizli kalmıyor, hele ki mazdagaraj'dan hiç kaçmıyor... Doğrudur Infiniti Q30 ile 22 Ocak'ta vedalaştık ve uzun süredir almak istediğim ama bir şekilde olmayan Subaru Levorg ile buluştuk.
Infiniti'yi 2 yıl kadar kullanmayı planlıyordum ama kısmet 10 ay oldu. Yeni sahibine hayırlı olur inşallah!
Artılar eksiler yaparım bir süre içinde, ay sonları ve başları biraz fazla yoğun oluyorum...bu arada benim Q30'u 1 hafta içinde satmış Bayraktar Otomotiv.
@mtutun abi hayırlı olsun yeni aracın levorg hem yakışıklı hemde başta subaru olması ile dikkatimi çeken bir araç özellikle şanzıman yorumlarını merakla bekliyor olacağım
10 aylık Infiniti Q30 kullanımı sonrası aracın olumlu bulduğum yanları;
- Kişiye göre değişen bir kavram olmasına rağmen aracın hem iç hem dış dizaynı hem çok alımlı hem de çok ciddi özen ve emek var. Dış tasarımda standart jantların 18 ve Sport donanımda 19 olması, jant tasarımlarının güzelliği, hiçbir plastik aksam bırakılmaması ve hepsinin kaliteli siyah lake ile boyanması (ön ızgara, çamurluk koruyucular, sis farı üstündeki küçük kapaklar, arka cam üstü spoyler/cam kapakları, yan ayna/cam birleşimi kapakları vb herşey), bolca ama kararında kaliteli krom çıta kullanımı (ön, arka ve yanda), iç mekanda çok kaliteli alcantara tavan, kapı içlerinde ya gerçek deri ya da alcantara kullanımı (donanıma göre), koltuk dizaynları ve çok kaliteli deri veya yarı deri/yarı alcantara kullanımı, iç mekanda kullanılan krom ve lake boyalı parçaların hepsinin çok kaliteli görünümü ve hissiyatı, gösterge panelinin kaliteli, sade ama teknolojik görünümü, kapı içi tasarımının sofistike güzelliği, ön kokpitte üst bölümde kullanılan plastiğin kalitesi, biraz altında kullanılan deri veya alcantara, güzel şekilli, çok kaliteli ve ideal çapta direksiyon, harika tasarımlı ve çok kaliteli joystick vites kolu ve genel olarak tekraren iç ve dış tasarımın keyif verici, dikkat çekici olması.
- Premium kaliteye yakışan motor sessizliği, sarsıntısız çalışma. 1.6 turbo benzinli standartları için iyi performans ve iyi tüketim değerleri.
- Çift kavramalı olmasına rağmen konforlu çalışan, sessiz şanzıman.
- Yüksek donanım seviyesi
- Yerden yüksekliği binek araçlarla SUV araçlar arasında bir yerde olması. Böylece hem altını kötü yollarda çarpmak mümkün değil, hem de yol tutuş iyi ve salınım fazla değil. Yol tutuş önden çekişli ve biraz yüksek bir otomobil için gayet iyi. Konfor/yol tutuş/güvenlik arasında iyi denge tutturulmuş.
- Güçlü ve güvenli hissettiren frenler.
- Kullanıcıların modern bir araçta olmasını istediği özelliklerin bol olması. Örneğin; ful led ön farlar (kısa, uzun, gündüz, sis) ful led arka farlar (plakalık, geri vites dahil), karşılama ve güle güle aydınlatması, yan ayna altı aydınlatmalar, otomatik ayna katlama. Hani bu olmasa da olur dediğimiz, japonların çok cimri davrandığı ama araçta olduğunda da bu küçük şovlardan keyif aldığımız şeyler.
- Koltukların şekilleri, oturma konforları ve yanal tutuşları. Özellikle de benim Sport versiyondaki coupe tarzı olanların. Özel alcantara malzemenin çok şık görünüp, yazın terletmemesi ve kışın üşütmemesi. Koltuk ısıtıcıları boşuna konulmuş donanım durumuna düşürmesi.
- Ve tabi ki, aracın piyasada çok nadir olması, markanın çok prestijli ve nadir olması. Bilinen premium markalara sizden daha fazla para ödemiş insanların otoparkta onlarca aynı model araçla birlikte park ettiği ortamda, sizin asla pişti olmamanız.
- Şanzıman genel olarak güzel ve konforlu olsa bile, biraz gazlı kullanımdaki vites geçişlerinde sanki gaza basmaya devam eden acemi sürücü hissiyatı yaratması. Ayrıca dar ve eğimli yerlerde manevra ve park yaparken ortaya çıkan klasik çift kavrama sıkıntıları.
- Çapraz ön, yan ve arka görüş açılarının hepsi çok kötü.
- Büyük boy cam tavan iyi ama neden açılmaz?
- Sürücü oturma pozisyonu yüksek, önde baş mesafesi, arka koltuklarda her mesafe sınıf standartlarının altında. Bagaj sınıfına göre normal ama...
- Multimedya HMI kumandası (orta konsoldaki joystick kumanda) çok şık ve rahat kullanımlı. Ama genel olarak multimedya sistemi demode ve iyi çalışmıyor. Müzik için çift usb var ama ikisini de kullandığınızda çok sık okumama problemi yaşadım. Eğer usb içinde de çok dosya varsa, sıklıkla bir kısmını göremiyor, kafaya göre takılıyor. Ama benim araçta standart olan navigasyon gerçekten çok iyi ve hızlı çalışıyor. Üstelik bu çağ için genel menülerde çözünürlük düşük olsa da, navigasyona geçince çözünürlük çok iyi. Demek ki ekran değil, yazılım demode...
- Kapılar gayet kalın, ağır ve kapı lastikleri çok kaliteli görünse de, kapı kapanışları premium toklukta değil. Üstelik şaşırtıcı şekilde kapılar da çok iyi ayarlı değil. Arka bagaj kapağı gereksiz çok ağır.
- Koltuklar, kokpitin üst ve orta kısımları, kapıların üst ve orta kısımlarında kullanılan her malzeme premium kalitede ve premium C sınıfının en iyilerinden. Ama kapı ve kokpit altları ve orta konsol altlarındaki plastikler başka bir Dünya'dan. Öyle ki, premium sınıfı bırakın orta sınıf C segmenti araçlarda daha iyisi var. Güzel olansa bu bölümler gerçekten bayağı gözden ve dokunuştan uzak kalıyor, çok fark edilmiyor.
Mesaj otomatik birleştirildi:
Bilindiği üzere CVT şanzımanı pek sevmem. Benim için en iyi şanzıman (otomatik olarak) modern bir tork konvertörlü şanzımandır. Tabi ki Avrupalı müşterinin otomatik hissi sevmemesi çift kavramalıları, Japonların ekonomik üretim yapma felsefesi ve yaygınlaşan hybrid/elektrikli araçlarla yüksek uyumu CVT şanzıman yaygınlığını körüklüyor. Ancak Mazda Skyactiv ve BMW 8 ileri gibi (hatta Aisin üretimleri) modern tork konvertörlüler artık çift kavramalıların verimliliğine ve düz şanzıman gibi direk hissine ulaştılar. Tabi pahalı şanzımanlar olduğunu da kabul etmek lazım.
Sürekli bir üretici çıkar ve öyle mükemmel bir CVT yaptım ki, işte şimdi oldu der. Hem hissiyatını gerçekçi bir hale getirdim (lastik hissiyatını yok etmek anlamında) hem de problemli bir şanzıman olarak anılmasına sebep olan ısınma problemini çözdüm der. Günümüze kadar bu iddiaların ne kadar doğru çıktığı tartışılır.
Ancak Subaru'nun liderliğini yaptığı son dönemde birçok iyi üreticinin gerçekten modern ve eski sıkıntılardan çok uzak CVT şanzımanlar yaptığını da kabul etmek lazım. Geleneksek kayış yerine güç aktarma için özel bir zincir kullanılması, daha yüksek teknoloji ve kalitede şanzıman sıvısı kullanımı, daha iyi programlama gibi özellikler klasik CVT sesini (vınlama gibi) iyice minimize ettiği gibi, ısınma problemini de büyük oranda halletti. Programlama ile yapılan 6,7,8 ileri sabit oranlar ve akuple edilen tork konvertörü ile de tork konvertörlü klasik şanzıman benzeri sürüş, manuel vites değiştirme ve daha direk hissiyat elde edildi.
@mtutun abi hayırlı olsun yeni aracın levorg hem yakışıklı hemde başta subaru olması ile dikkatimi çeken bir araç özellikle şanzıman yorumlarını merakla bekliyor olacağım
Levorg'da kullandığım CVT şanzıman herhalde halen en ileri teknolojili ve bugüne kadar üretilmiş en iyi CVT şanzımanlardan birisidir. Öncelikle şunu söyleyeyim; tork konvertörü (bu tork konvertörlü şanzıman ile karıştırılmasın) 9 km/h hızda kısmen, 24 km/h hızdan sonra ise tamamen kilitliyor. Yani daha direk bir sürüş hissiyatı (o lastik hissinin çok azalmış/birçok kişi tarafından fark edilemeyecek hali) elde ediliyor. Bu yumuşak ve ekonomik sürüşler için.
Üst ekranda her otomobilde olmayacak veriler takip edebiliyorsunuz. Örneğin gaza basış yüzdeniz, turbo basıncı, yağ sıcaklığını aynı anda görebiliyorsunuz. Gaza basış yüzdesi bu araçta önemli. Çünkü gaza %30'dan fazla basarsanız şanzıman 6 ileri tork konvertörlü gibi hareket etmeye başlıyor. Mazda forumunda olduğumuz için 6 ileri Skyactiv şanzıman gibi diyelim. Tabi burada gerçek dişliler yok, onun yerine programlanmış koni oranları var. Ayrıca manuel seçeneğine aldığınızda direksiyondaki pedallarla manuel kullanma imkanı da var.
Sistem size %30'dan az gaz vererek full CVT gitmek ki bu kullanım tarzında CVT yakıt ekonomisi ve konforu ile parlıyor ya da %30'dan fazla vererek daha sportif, tork konvertörlü havası ile gitmek veya manuel tam sportif kullanmak arasında tercihler sunuyor. Herşeyden önce bu kadar opsiyona sahip olmak, bunları ekrandan görerek yönetebilmek insana sahip olduğu teknoloji anlamında keyif veriyor.
Ben genel olarak eskiden kullandığım CVT şanzımanlardaki vınlama sesini duymadım. Elastikiyet hissi tam yok olmuş mu? Hayır! Ama %90 gitmiş diyebilirim, çok az durumda hissettim.
Başarılı bir şanzıman mı? Evet!
Levorg bu şanzıman ile keyifli mi? Evet!
İyi bir tork konvertörlüyü halen tercih eder miydim? Evet!
Mazda Skyactiv şanzıman ile Levorg daha zevkli bir otomobil olur muydu? Olabilir, olmaya da bilir, tam emin değilim, 6 ileri oran artık az!
BMW 8 ileri tork konvertörlü ile Levorg daha keyifli bir otomobil olur muydu? (bu şanzımanın arkadan itiş için olduğu ihmal edilerek) Kesinlikle! Tadından yenmezdi...