universitely76
Aktif
- Mesajlar
- 2,447
- Konum
- Yalova-Armutlu
- Araç Markası
- 2009 Mazda 3 Touring
- Araç Renk ve Tip
- Sedan - Gri Şimşek
Merhaba Garaj üyeleri, alışılmışa meydan okuma şiarındaki bir foruma böyle bir konu başlığı gerekliydi, ATV başlığımız hayırlı olsun
Aslında artık bilinen bir kavram ancak konunun ilk mesajında olması gerekir düşüncesiyle genel olarak bilgi vermeye çalışacağım. Daha sonra kendi satın alışım üzerinden ATV alırken izlenecek süreci paylaşırım.
Derinlemesine bir incelemede çok daha fazla teferruatı olan ATV araçlarının bu kadarlık anlatımı ile sanıyorum maksat hasıl olmuştur. Bundan sonra adım adım ATV almayı anlatalım.
Neyse yeterince uzun anlattığım süreç Yenikapı-Yalova feribotu ve ardından 55 km’lik bir yolu tamamlayarak gece olmadan sonra ermiştir. Ancak ben sanırım rüzgarın sürekli boynuma sağlı sollu aparkatları sebebiyle 3 gün baş ve boyun ağrısı ile cebelleşmek zorunda kaldım. İşte o zaman kaskın ne kadar hayati öneme sahip olduğunu anladım
Gelecekte ihtiyacı olanlar için detaylıca anlatmaya çalıştım. Merak edenler için uygun cevaplayıcılık hizmetimiz de mevcuttur
Aslında artık bilinen bir kavram ancak konunun ilk mesajında olması gerekir düşüncesiyle genel olarak bilgi vermeye çalışacağım. Daha sonra kendi satın alışım üzerinden ATV alırken izlenecek süreci paylaşırım.
ATV ismi “tüm arazi aracı” olarak tercüme edilen “all terrain vehicle” kelimelerinin baş harfleriyle kodlanmış keyifli araçlardır. Son yıllarda artan popülariteleriyle artık şehirlerdeki trafiklerde de rastlayabildiğimiz bu araçlar -hatta cânım ülkemde kazalara sebep oluyor diye yasaklandıkları bile olmuştur, buyrun - motor güçlerinin ve diğer özelliklerinin dışında genel olarak 2 alt başlıkta değerlendirilmektedir : On-road / Off-road.
Plakalı (on-road) ve plakasız (off-road) diye basit şekilde tarif edeceğimiz bu ayrım, aracı hangi amaçla kullanacağınıza göre önem arzetmektedir. Trafiğe çıkıp ev-iş arası kısa mesafelerde kullanırım diyorsanız plakalı on-road almak zorundasınız, trafiğe çıktığınız için sigorta da şart tabi. Ancak benim gibi dağ/bayır-bağ/bahçe amaçlı bir kullanım niyetiniz varsa off-road’a yönelmek plaka ve her yıl sigorta ile uğraşmamak adına mantıklı olabilir. [Ancak ben yine de trafiğe çıkma ihtimalimde polis amcalara iş çıkartmayalım diye plakalı olanından aldım. ] Araçlar marka/modellerine göre on-road/off-road diye kategorize edilmekle birlikte on-road araca plaka almazsanız off-road; off-road araca da plaka alırsanız on-road hale getirebiliyorsunuz. Velhasıl araç plakalı ise on-road, değilse off-road olarak adlandırılmaktadır.
Plakalı olanlar T3 belgeli olarak geçmekte ve MTV vergisinden muaf olmalarının yanında 3 yılda bir muayeneye girmeleri gerekiyor. Ayrıca bir ehliyete gerek kalmaksızın B sınıfı ehliyet ile kullanılabiliyorlar. Plakasız olanlarda ise bu şartlar yok.
Kalburüstü-büyük hacimli silindire sahip olanlar hariç araçların çoğu CVT otomatik şanzımanlı olarak üretiliyor ve ileri + boş + geri vites olarak kullanım imkanı veriyor. Normal bir kullanım için 150 cc ila 250 cc arası bir motor rahatlıkla işinizi görecektir. Modeline göre değişmekle birlikte tek kişilik olanların yanında çift kişilik modeller de mevcuttur. Disk frenliler olduğu gibi kampanalı kombinasyonları da var.
Plakalı (on-road) ve plakasız (off-road) diye basit şekilde tarif edeceğimiz bu ayrım, aracı hangi amaçla kullanacağınıza göre önem arzetmektedir. Trafiğe çıkıp ev-iş arası kısa mesafelerde kullanırım diyorsanız plakalı on-road almak zorundasınız, trafiğe çıktığınız için sigorta da şart tabi. Ancak benim gibi dağ/bayır-bağ/bahçe amaçlı bir kullanım niyetiniz varsa off-road’a yönelmek plaka ve her yıl sigorta ile uğraşmamak adına mantıklı olabilir. [Ancak ben yine de trafiğe çıkma ihtimalimde polis amcalara iş çıkartmayalım diye plakalı olanından aldım. ] Araçlar marka/modellerine göre on-road/off-road diye kategorize edilmekle birlikte on-road araca plaka almazsanız off-road; off-road araca da plaka alırsanız on-road hale getirebiliyorsunuz. Velhasıl araç plakalı ise on-road, değilse off-road olarak adlandırılmaktadır.
Plakalı olanlar T3 belgeli olarak geçmekte ve MTV vergisinden muaf olmalarının yanında 3 yılda bir muayeneye girmeleri gerekiyor. Ayrıca bir ehliyete gerek kalmaksızın B sınıfı ehliyet ile kullanılabiliyorlar. Plakasız olanlarda ise bu şartlar yok.
Kalburüstü-büyük hacimli silindire sahip olanlar hariç araçların çoğu CVT otomatik şanzımanlı olarak üretiliyor ve ileri + boş + geri vites olarak kullanım imkanı veriyor. Normal bir kullanım için 150 cc ila 250 cc arası bir motor rahatlıkla işinizi görecektir. Modeline göre değişmekle birlikte tek kişilik olanların yanında çift kişilik modeller de mevcuttur. Disk frenliler olduğu gibi kampanalı kombinasyonları da var.
Derinlemesine bir incelemede çok daha fazla teferruatı olan ATV araçlarının bu kadarlık anlatımı ile sanıyorum maksat hasıl olmuştur. Bundan sonra adım adım ATV almayı anlatalım.
Armutlu’daki günlerimiz bağ/bahçeli bir seyre girince illaki patika yola Mazdaları soktuğumuz günler olmaya başladı. Bu durum beni pek memnun etmese de elle taşımaya uygun olmayan ağırlıktaki poşetler/yemler/mamalar vb. gibi malzemeleri götürürken, hızlıca gidip dönmek gerektiğinde guzuları vurdum dağlara taşlara
Patika yol, sakin kullanım ve 65 yanak papuçlarıyla guzu için dert değil ancak guzunun başta lastikleri olmak üzere sık sık çamurlanması, soğuk motoru 750 mt gibi kısa bir mesafe için çalıştırmak istemeyişim, arabayla gidiş gelişin bir noktada otoparka girip çıkmak, patika yolda dönmek derken zahmetli oluşu… gibi sebeplerle bahçeye gitme işimi kolaylaştıracak bir arayıştaydım bir süredir. Arayışlarım süresince önce Yuki markasının özellikle elektrikli modellerine yönelmiştim. Shock 2000 ve Echo 4000 modelleri arasında ihtiyacımı hangisi karşılar diyerek tercihte bulunmaya çalışıyordum. Ayrıca -nedense aynı firma olduklarını düşündüğüm- Kral Motor’un da Triste 4500 ve Geta 5000 modellerini kağıt üzerinde incelemiştim. Ancak bu firmaların elektrikli modellerinin resmi sitelerindeki tanıtımları da dahil olmak üzere piyasadan teker teker çekilmeleriyle elektrikli atv tercihlerimi sorgulayarak benzinli modellere doğru bir eksen kayması yaşadım. Ayrıca elektrikli modellerde 6-7 adet 20 amperlik akülerin ortalama 2-3 senede bir değişmesi gerektiği gerçeği de artan döviz kuru sonrası tercihimin değişmesinde etkili oldu.
Bu sefer de motor piyasasında bilinen bir marka olan Kuba’nın MC 220 ve VipTrac 250 modellerine yöneldim. Tasarım olarak daha çok hoşuma giden, nispi büyüklüğü ile oyuncak gibi durmayacak olan MC 220 modelini tercih ediyordummm kiii… bu modelin teknik bilgilerinde taşıma kapasitesi olarak 96 kg yazıyor olması ve maksimum tork/beygir gücünün düşüklüğü bir üst model olan VipTrac’e yönelmeme sebep oldu. İki model arasında toplam bedeller üzerinden az bir orana tekabül eden 1500 TL gibi bir fark olması ve olmuşken her türlü koşulda işimi görebilecek güçlülüğü ile VipTrac modelini tercih ettim.
Hedef belli olunca harekete geçmek için ne beklediğimi sordum kendime… var mı elinde o kadar nakit..! diye bir cevap patladı kulağımda tabi
Bu vurucu cevapla kendime gelip artan dölar kuru ile birlikte 2 ayda 2bin lira yükselen ve duracak gibi de olmayan fiyatları bir an önce yakalamaya karar verdim. Ve başladım vade farksız taksit imkanı sunan bir satıcı bulmaya. Konum olarak yakından başlamakla birlikte vade farksız taksit imkanı sunan ve istediğim modelin istediğim rengini stoklarında bulunduran bayiyi İstanbul/Zeytinburnu’nda bulabildim. -İsim vermenin sakıncalı olmayacağını düşünerek- Mert Motorlu Araçlar ile irtibata geçip Kurban Bayramı sonrasındaki ilk iş gününde geleceğimi bildirerek kaporasını göndermek kaydıyla Atv’yi şahsıma ayırmalarını istedim. Sağolsunlar ricamı kırmayıp küçük guzumu ayırdılar benim için. Plakalı olarak alacağım Atv’yi Yenikapı hızlı feribotu ile Yalova’ya geçirip Armutlu’ya kullanarak geçmeyi planladım.
Patika yol, sakin kullanım ve 65 yanak papuçlarıyla guzu için dert değil ancak guzunun başta lastikleri olmak üzere sık sık çamurlanması, soğuk motoru 750 mt gibi kısa bir mesafe için çalıştırmak istemeyişim, arabayla gidiş gelişin bir noktada otoparka girip çıkmak, patika yolda dönmek derken zahmetli oluşu… gibi sebeplerle bahçeye gitme işimi kolaylaştıracak bir arayıştaydım bir süredir. Arayışlarım süresince önce Yuki markasının özellikle elektrikli modellerine yönelmiştim. Shock 2000 ve Echo 4000 modelleri arasında ihtiyacımı hangisi karşılar diyerek tercihte bulunmaya çalışıyordum. Ayrıca -nedense aynı firma olduklarını düşündüğüm- Kral Motor’un da Triste 4500 ve Geta 5000 modellerini kağıt üzerinde incelemiştim. Ancak bu firmaların elektrikli modellerinin resmi sitelerindeki tanıtımları da dahil olmak üzere piyasadan teker teker çekilmeleriyle elektrikli atv tercihlerimi sorgulayarak benzinli modellere doğru bir eksen kayması yaşadım. Ayrıca elektrikli modellerde 6-7 adet 20 amperlik akülerin ortalama 2-3 senede bir değişmesi gerektiği gerçeği de artan döviz kuru sonrası tercihimin değişmesinde etkili oldu.
Bu sefer de motor piyasasında bilinen bir marka olan Kuba’nın MC 220 ve VipTrac 250 modellerine yöneldim. Tasarım olarak daha çok hoşuma giden, nispi büyüklüğü ile oyuncak gibi durmayacak olan MC 220 modelini tercih ediyordummm kiii… bu modelin teknik bilgilerinde taşıma kapasitesi olarak 96 kg yazıyor olması ve maksimum tork/beygir gücünün düşüklüğü bir üst model olan VipTrac’e yönelmeme sebep oldu. İki model arasında toplam bedeller üzerinden az bir orana tekabül eden 1500 TL gibi bir fark olması ve olmuşken her türlü koşulda işimi görebilecek güçlülüğü ile VipTrac modelini tercih ettim.
Hedef belli olunca harekete geçmek için ne beklediğimi sordum kendime… var mı elinde o kadar nakit..! diye bir cevap patladı kulağımda tabi
Bu vurucu cevapla kendime gelip artan dölar kuru ile birlikte 2 ayda 2bin lira yükselen ve duracak gibi de olmayan fiyatları bir an önce yakalamaya karar verdim. Ve başladım vade farksız taksit imkanı sunan bir satıcı bulmaya. Konum olarak yakından başlamakla birlikte vade farksız taksit imkanı sunan ve istediğim modelin istediğim rengini stoklarında bulunduran bayiyi İstanbul/Zeytinburnu’nda bulabildim. -İsim vermenin sakıncalı olmayacağını düşünerek- Mert Motorlu Araçlar ile irtibata geçip Kurban Bayramı sonrasındaki ilk iş gününde geleceğimi bildirerek kaporasını göndermek kaydıyla Atv’yi şahsıma ayırmalarını istedim. Sağolsunlar ricamı kırmayıp küçük guzumu ayırdılar benim için. Plakalı olarak alacağım Atv’yi Yenikapı hızlı feribotu ile Yalova’ya geçirip Armutlu’ya kullanarak geçmeyi planladım.
Bayram tatilinin bitmesiyle 27 Ağustos Pazartesi sabahtan bayiye geçip işlemlere başladım. Kabaca işlemler, -plakalı olarak alacağımdan- faturanın kesilmesi + sigortanın yaptırılması + noter satışı + sigortada plakanın zeyil edilmesi + plakanın bastırılması şeklinde olacaktı.
Ücreti mukabilinde işlemleri kendilerinin yapabileceklerini söylediler ancak ben yabancısı sayılmadığım İstanbul’da dönüş feribotunun saatine kadar zamanım geçsin ve tecrübe edeyim diyerek işlemleri kendim yapmaya karar verdim.
Ben aşağıda anlatacağım süreci yaşar iken atv’de ilk çalıştırma ve ayarlanma evresiyle kendisini uzun yoldaki rodaja hazırlıyor idi
14.300 TL ödemeyi kart ile 12 taksit yaptıktan sonra fatura, kimlik fotokopimiz ve Atv’nin teknik bilgilerinin olduğu 2 sayfalık evraklarla birlikte notere gidip satış işlemini yapmamız gerekiyor. Elimizde fatura olduğu için satıcılardan birisinin gelmesine gerek yok, kendimiz giderek işlemi tamamlayabiliyoruz. Ancak notere gitmeden önce aracın şase nosu ile Traktör sınıfı olarak zorunlu trafik sigortasını yaptırmamız gerekiyor. Ben tanıdık sigortacıya bilgileri verip yarım saatte o işi tamamlayıp notere geçtim. Traktör olarak yaptırılan sigorta ücreti 218 TL. Noter sizden sigorta poliçenizin fotokopisini istiyor ancak ben az önce telefon ile sigortalattım deyince mail olarak gönderilmesini istedi. Poliçeyi de bu şekilde halledince 137.70 TL karşılığında aracımızın ruhsatını çıkarmış olduk.
Burada bir not yazıyoruz arkadaşlar
Sigortayı ilk yaptırdığımızda daha aracın plakasının olmayışından dolayı sigortada sıradan bir plaka, son 3 sayı eksik olacak şekilde rast gele veriliyor. Benim sigortada ilk şekliyle plaka 34 YK olarak girilmiş. Son dönemdeki mevzuat değişikliği ile tescil işlemlerinin noterlere kayması ve plakanın noterde belirlenmesi ile noter bey benim araca 77 AAF 311 plakasını uygun görmüş. (Buradan da anlıyoruzki plaka kodu ikamete göre belirleniyor.) Artık belli olan resmi plakanızı sigortacınıza bildirerek sigortayı zeyil etmesini istiyor ve yeni plakaya göre sigortanızı güncelletiyorsunuz.. hoooppp bu iş de tamamdır
Sırada plakayı bastırmak var…
Satış personeliyle vedalaşıp bayiden ayrılmak üzere ilk çalıştırması ve ayarları tamamlanan Atv’mize atlayıp koyuluyoruz yola... Traktör sınıfı geçen Atv’lere kare plakalık çok daha güzel yakıştığından tercihimizi kare olarak belirtip en yakın Şoförler Odası Plaka Basım bürosuna gidiyoruz. Noterden verilen plaka basım evrakı ile işlemleri başlatıp 34 TL karşılığında 2 adet kare plakamızı da bastırmış oluyoruz.
Artık tüm işlemler tamamlanmış, gönül rahatlığıyla Yenikapı Deniz Otobüsü İskelesine çekebiliriz kaptan
Ücreti mukabilinde işlemleri kendilerinin yapabileceklerini söylediler ancak ben yabancısı sayılmadığım İstanbul’da dönüş feribotunun saatine kadar zamanım geçsin ve tecrübe edeyim diyerek işlemleri kendim yapmaya karar verdim.
Ben aşağıda anlatacağım süreci yaşar iken atv’de ilk çalıştırma ve ayarlanma evresiyle kendisini uzun yoldaki rodaja hazırlıyor idi
14.300 TL ödemeyi kart ile 12 taksit yaptıktan sonra fatura, kimlik fotokopimiz ve Atv’nin teknik bilgilerinin olduğu 2 sayfalık evraklarla birlikte notere gidip satış işlemini yapmamız gerekiyor. Elimizde fatura olduğu için satıcılardan birisinin gelmesine gerek yok, kendimiz giderek işlemi tamamlayabiliyoruz. Ancak notere gitmeden önce aracın şase nosu ile Traktör sınıfı olarak zorunlu trafik sigortasını yaptırmamız gerekiyor. Ben tanıdık sigortacıya bilgileri verip yarım saatte o işi tamamlayıp notere geçtim. Traktör olarak yaptırılan sigorta ücreti 218 TL. Noter sizden sigorta poliçenizin fotokopisini istiyor ancak ben az önce telefon ile sigortalattım deyince mail olarak gönderilmesini istedi. Poliçeyi de bu şekilde halledince 137.70 TL karşılığında aracımızın ruhsatını çıkarmış olduk.
Burada bir not yazıyoruz arkadaşlar
Sigortayı ilk yaptırdığımızda daha aracın plakasının olmayışından dolayı sigortada sıradan bir plaka, son 3 sayı eksik olacak şekilde rast gele veriliyor. Benim sigortada ilk şekliyle plaka 34 YK olarak girilmiş. Son dönemdeki mevzuat değişikliği ile tescil işlemlerinin noterlere kayması ve plakanın noterde belirlenmesi ile noter bey benim araca 77 AAF 311 plakasını uygun görmüş. (Buradan da anlıyoruzki plaka kodu ikamete göre belirleniyor.) Artık belli olan resmi plakanızı sigortacınıza bildirerek sigortayı zeyil etmesini istiyor ve yeni plakaya göre sigortanızı güncelletiyorsunuz.. hoooppp bu iş de tamamdır
Sırada plakayı bastırmak var…
Satış personeliyle vedalaşıp bayiden ayrılmak üzere ilk çalıştırması ve ayarları tamamlanan Atv’mize atlayıp koyuluyoruz yola... Traktör sınıfı geçen Atv’lere kare plakalık çok daha güzel yakıştığından tercihimizi kare olarak belirtip en yakın Şoförler Odası Plaka Basım bürosuna gidiyoruz. Noterden verilen plaka basım evrakı ile işlemleri başlatıp 34 TL karşılığında 2 adet kare plakamızı da bastırmış oluyoruz.
Artık tüm işlemler tamamlanmış, gönül rahatlığıyla Yenikapı Deniz Otobüsü İskelesine çekebiliriz kaptan
Neyse yeterince uzun anlattığım süreç Yenikapı-Yalova feribotu ve ardından 55 km’lik bir yolu tamamlayarak gece olmadan sonra ermiştir. Ancak ben sanırım rüzgarın sürekli boynuma sağlı sollu aparkatları sebebiyle 3 gün baş ve boyun ağrısı ile cebelleşmek zorunda kaldım. İşte o zaman kaskın ne kadar hayati öneme sahip olduğunu anladım
Gelecekte ihtiyacı olanlar için detaylıca anlatmaya çalıştım. Merak edenler için uygun cevaplayıcılık hizmetimiz de mevcuttur