- Mesajlar
- 35,902
- Konum
- Mudanya
Arabaları hareket ettiren başlangıç güç, ateşleme sistemidir. Daha ayrıntılı bir ifade ile açıklayacak olursak; otomobil motorlarında silindirlerde sıkışan hava – yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan bir sistemdir. Bu sistemin amacı, buradaki yakıt – hava karışımının tutuşması için gerekli olan kıvılcımı sağlamaktır. Bu kıvılcımı ise verdiği yüksek voltaj sayesinde oluşturmaktadır. Ateşlenemeyen bir araçta, diğer parçalar yüzde bir milyon performansla çalışsa bile, hiçbir değeri yoktur. Motor, aracı harekete geçiremez.
Ateşleme sisteminin temel çalışma prensibinden kısaca bahsetmek gerekirse; kontak anahtarının açılıp marşa basılmasıyla akümülatörden gelen akım bobin üzerine gelir. Buraya gelen akım yüksek gerilime çıkarılarak distribütöre iletilir. Distribütörün bujilere ilettiği bu akım sayesinde kıvılcım oluşur ve yanma meydana gelmektedir.
Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor ki, arabaların motorlarında, sıkışmış halde yakıt ve hava bulunur. Ve bunlar, bir karışım meydana getirir. Bu karışım ateşlenmeden, motorların harekete geçmesi neredeyse imkansızdır. İşte ateşleme sistemi, bu amaçla bujilere yüksek derecede kıvılcım sağlayan, böylece motor silindirlerinde yanma olayını gerçekleştiren ve arabayı harekete geçiren eylemler bütünüdür.
Ateşleme sistemini harekete geçiren parçalar, temelde 5 tanedir. Bunlar;
- Batarya,
- Ateşleme Bobini,
- Distribütör (Dağıtıcı)
- Kablolar,
- Bujiler
Ateşleme sisteminin çalışabilmesi için 2 devreye ihtiyaç vardır. Birinci devrenin görevi; yüksek voltajı sağlayacak olan ateşleme bobinine gerekli olanağı sağlamaktır. İkinci devrenin görevi ise, ateşleme bobininin oluşturduğu yüksek voltajlı akımdan faydalanarak bir kıvılcım meydana getirmektir. Bu kıvılcımlar, buji tırnaklarının arasında gerçekleştirilir. Ve böylece, yanma odasında bulunan hava – yakıt karışımı alev almaya başlar. Yanma olayı bu şekilde gerçekleşir.
Ateşleme sisteminin nasıl çalışmaya başladığını şimdi adım adım görelim:
Aküden kontaklara, düşük voltajlı bir akım gelmektedir. Kontak anahtarının görevi ise, verdiği hareketle, bu düşük voltajdaki akımın derecesini yükseltmektir. Düşük voltajlı akım, önce kontak anahtarından geçer. Daha sonra, bobindeki birinci devre sargılarının etrafından tur atar ve en sonunda, orada bulunan platin kontakları (platinin iletim noktaları) üzerinde iken, turunu tamamlar.
Tabi tüm bu işlemler devam ederken, bobinlerin içinde bir elektro manyetik alan meydana gelir. Bobinlerin ilk devresinde bulunan sargıların meydana getirdiği bu manyetik alan sıfıra ulaştıkça; ikinci devresinde bulunan sargılarda ise yüksek bir voltaj meydana gelir. Bu yüksek voltaj, bobin kulesine ulaşır ve oradan bobin dışına çıkar. Bobin dışına çıkmış olan bu yüksek voltaj, bobin kabloları aracılığıyla, oradan alınarak distribütor kapağının ortasındaki kuleye iletilir. Distribütörün görevi ise; açığa çıkan yanma olayını; gerekli noktalara gerekli oranda iletmektir.
Bu işlemler devam ederken, tevzi makarasının görevi başlamış olur. Onun görevi, orta kuleden, buji kulesine yüksek voltajda bir akım sağlamaktır. Bu yüksek voltaj, buji kulesine geçtikten sonra, burada bulunan buji kablosunun üstünden geçer. Daha sonra, buji tırnakları üzerinden zıplayarak bir kıvılcım oluşturur. Ve böylece, devresini tamamlamış olur. İşte bu kıvılcım, yanma odasında sıkıştırılmış halde bulan hava – yakıt karışımının ateşlenmesini sağlar. Ve motora, çalışması için gerekli güç iletilmiş olur.
Yanma olayı gerçekleşip, motor harekete geçtikten sonra artık araba hareket etmeye hazır demektir. Artık sıra, yanma odasında biriken bu atık gazların, araç dışına çıkarılmasına gelmiştir. Burada esas prensip, yanmış halde bulunan bütün atık gazların, tamamen araç dışına çıkarılmasıdır. Aksi takdirde, bu kirli atıklar, arabanın hemen hemen bütün aksamlarında, bozulmaya ve performans düşüklüğüne sebep olabilir. Motoru boğar. İç aksamlara temiz hava girişini engeller. Aracın ömrünü azaltır ve parçaların daha sık bozulmasına yol açar. Yakıt tüketimini artırır. Araçtan, rahatsız edici gürültüler çıkmasına sebep olur.
Tüm bu olumsuz etkilerden kurtulmak için, tam manasıyla dört dörtlük çalışan bir egsoz sistemine sahip olmak gerekir.