Yaaa şu süreçte öyle tuhaf şeyler yaşadım anlatamam. Ilanda herşeyi yazdığım halde adam "Değişen var mı? diye sormuş. Bir diğeri "Değişen parçalar elinde mi?" diyor. Ne yapacan hayırdır dedim. Eğer eski parçalar elindeyse kaza halinde kullanırım diyor. Ya eski parçalar buna olmaz diyorum. Beni azarlayarak ya mesela kaputu vurdum, elimdeki eski kaputu satar zararımı düşürürüm diyor
Iyi o zaman eski balatalarını, buji kablolarını felan da vereyim satar benzin alırsın. Başka biri neden komple boyattın ki şimdi babama söylerim vazgeçer diyor. Daha neler neler...
Kendini taşla ezmenin sınırından defalarca dönderdiler
Ilanlara yazarlar hani "Boş muhabbete aramayın" vs. diye. Gerçekten haklılar.
İşi gücü bırakıp, ülkedeki bütün absürd olayları derleyip kitaplaştırsan oku oku bitmez, zaten kitaba da sığmaz bu saçmalıklar, ciltler dolusu külliyat olur... Elde aramayla, bizde arabayla bu tipler...
Sosyal Medya çöplüğüne Biri yazmış; farklı segmentler ama Mazda 6 mı? Mazda 3 mü? diye, farklı şeyler ama elma mı? Armut mu? diye cevap yazdım... Zoruna gitmiş beyefendinin, kuş beyni ile laf sokacak bana; "çok fazla aydınlattın, kıt Mazda bilginle" diye yazmış... Öyle soruya böyle cevap dedim...
Kıt Mazda bilgimiz buysa, ne mutlu bize dedim kendimce.
Aslında, insan beyni ile entegre çalışan ortak sistem olmalı, doğruya itiraz edeni, saçmalayanı, bilmediği konuda uzun konuşanı veya yazanı hatta ve hatta; kendini farklı bir yerde konumlandıranları sistem otomatik olarak algılayarak banlamalı, üç gün beş gün hareketsiz ve konuş(a)madan öyle kalmalı, bu modda devam ederse de, ömür boyu sesini kısmalı, konuşsa bile yazsa bile kimse tarafından görülmemeli, duyulmamalı...
Bülent koş koş, bu sistemin patentini alıyoruz...