Otomobilcilerin birbiri ile girdiği rekabet, bakım periyotlarının da uzamasını birlikte getirdi. Şimdilerde 20.000 km de bir bakım bile normal sayılıyor. Yalnız bilinmeyen veya dikkat edilmeyen şey şudur ki; bu periyodik bakım aralığıdır, yağ servisi değil.
Üreticiler kullanım klavuzlarında her şeyi detaylı olarak izah ederler. Ancak biz millet olarak pek kullanım klavuzu okumayı sevmeyiz ve satıcının söylemlerine göre hareket etmeyi severiz. Satıcı da ya sizi korkutmamak için ya da işi olmadığı için bu konuda çok kısa konuşur genellikle.
Kullanım klavuzlarınızı okursanız göreceğiniz şeyler şunlardır;
1- Her motor bir miktar yağ eksiltir. Sürücünün yağ seviyesini zaman zaman kontrol etmesi, sürücünün kendi yükümlülüğüdür. Eklenmesi gerekiyorsa birebir aynı yağ ile tamamlamak veya tamamlatmak sürücünün yükümlülüğüdür.
2- Kullanma klavuzu 20.000 km de bir bakım diyebilir satıcı gibi. Ama yağlama servisinin bazı ekstra koşulları vardır. Araç performanslı kullanılıyorsa, çok sıcak, çok nemli, çok soğuk, çok tozlu iklim koşullarında kullanılıyorsa, çok fazla yoğun trafik koşullarında kullanılıyorsa, yüklü olarak kullanılıyorsa, sportif veya hobi maksatlı normal yol koşulları haricinde kullanılıyorsa, aracınız kısa mesafede kullanılıyorsa, yakıt kalitesi öngörülenden düşükse vb. gibi bu ekstralar uzar gider. Sonuçta da denilir ki; bu sebeplerden bir veya bir kaçı mevcutsa, yağlama servisini erkene almanız gerekir. Ve hatta bazısı der ki, yarı süreye indirmenizi tavsiye ederiz...
Şimdi bu yazılan sebepleri okuyan istisnasız herkes, bunlardan bir veya bir kaçının zaten kendine uyduğunu söyler. O zaman 15.000-20.000 km deki periyodik bakımlar teoride kalır ve gerçekte böyle bir şey yoktur.
3- Türkiye koşullarında motorların ömürlerinin AB pazarı kadar uzun olmamasını ana sebeplerinden birisi yukarıda anlattığım konuya dikkat edilmemesidir.
Çünkü yağ motorun kanıdır. Sürtünmeyi ve aşınmayı azaltır, soğutmaya katkı verir, motor içi temizliğini sağlar. Turbo araçlarda turboyu da yağlar ve soğutur.
Yağ yapısı gereği sürekli ısınır ve ısı altında da görevini yapmaya direnir. Ama yağın her ısınışı, onun deforme olmasını ve performansından kaybetmesini sağlar. Ayrıca aşırı ısınan motor elemanları ve turbo elemanları ile yakın temasa geçen yağın bir miktarı karbonlaşır ve kurumlaşır. Motor bloğunu yağlayabilmek ve sürtünmeyi azaltabilmek için segman boşluklarına giren yağın bir kısmı yakıtla birlikte yanarak eksilir, diğer kısmı ise karbonlaşır.
Yağ filtresinin görevi, motor içindeki bu normal dışı ve çizilmelere yol açabilecek partikülleri tutmaktır.
Üreticiler kullanım klavuzlarında her şeyi detaylı olarak izah ederler. Ancak biz millet olarak pek kullanım klavuzu okumayı sevmeyiz ve satıcının söylemlerine göre hareket etmeyi severiz. Satıcı da ya sizi korkutmamak için ya da işi olmadığı için bu konuda çok kısa konuşur genellikle.
Kullanım klavuzlarınızı okursanız göreceğiniz şeyler şunlardır;
1- Her motor bir miktar yağ eksiltir. Sürücünün yağ seviyesini zaman zaman kontrol etmesi, sürücünün kendi yükümlülüğüdür. Eklenmesi gerekiyorsa birebir aynı yağ ile tamamlamak veya tamamlatmak sürücünün yükümlülüğüdür.
2- Kullanma klavuzu 20.000 km de bir bakım diyebilir satıcı gibi. Ama yağlama servisinin bazı ekstra koşulları vardır. Araç performanslı kullanılıyorsa, çok sıcak, çok nemli, çok soğuk, çok tozlu iklim koşullarında kullanılıyorsa, çok fazla yoğun trafik koşullarında kullanılıyorsa, yüklü olarak kullanılıyorsa, sportif veya hobi maksatlı normal yol koşulları haricinde kullanılıyorsa, aracınız kısa mesafede kullanılıyorsa, yakıt kalitesi öngörülenden düşükse vb. gibi bu ekstralar uzar gider. Sonuçta da denilir ki; bu sebeplerden bir veya bir kaçı mevcutsa, yağlama servisini erkene almanız gerekir. Ve hatta bazısı der ki, yarı süreye indirmenizi tavsiye ederiz...
Şimdi bu yazılan sebepleri okuyan istisnasız herkes, bunlardan bir veya bir kaçının zaten kendine uyduğunu söyler. O zaman 15.000-20.000 km deki periyodik bakımlar teoride kalır ve gerçekte böyle bir şey yoktur.
3- Türkiye koşullarında motorların ömürlerinin AB pazarı kadar uzun olmamasını ana sebeplerinden birisi yukarıda anlattığım konuya dikkat edilmemesidir.
Çünkü yağ motorun kanıdır. Sürtünmeyi ve aşınmayı azaltır, soğutmaya katkı verir, motor içi temizliğini sağlar. Turbo araçlarda turboyu da yağlar ve soğutur.
Yağ yapısı gereği sürekli ısınır ve ısı altında da görevini yapmaya direnir. Ama yağın her ısınışı, onun deforme olmasını ve performansından kaybetmesini sağlar. Ayrıca aşırı ısınan motor elemanları ve turbo elemanları ile yakın temasa geçen yağın bir miktarı karbonlaşır ve kurumlaşır. Motor bloğunu yağlayabilmek ve sürtünmeyi azaltabilmek için segman boşluklarına giren yağın bir kısmı yakıtla birlikte yanarak eksilir, diğer kısmı ise karbonlaşır.
Yağ filtresinin görevi, motor içindeki bu normal dışı ve çizilmelere yol açabilecek partikülleri tutmaktır.